Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.
Açıköğretim derslerinden Yönetimde Güncel Yaklaşımlar Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim için hazırlanan ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.
     1950 ve 1960’lı yıllarda rekabet ortamının özelliği
     
     nedir?
    
     1950 ve 60’lı yıllarda, rekabetçi gücün temeli
     
     üretim üstünlüğüne dayanmaktaydı.
    
     1970’lerde rekabetin yönünün maliyetler üzerinde
     
     yoğunlaşmasının nedenleri nelerdir?
    
     1970’li yıllarda teknolojinin yaygınlaşması ve
     
     Uzakdoğulu Üçüncü Dünya Ülkeleri’nin bu teknolojileri
     
     kullanarak daha ucuz üretim faktörleriyle uluslararası
     
     pazarlara girmesi, rekabetin yönünü maliyetler üzerinde
     
     yoğunlaştırmaya başlamıştır.
    
1980’lerde rekabet ortamının özelliği nedir?
     1980’lerde ucuz ve bol ürünlere doyan insanları,
     
     artık kaliteli ürünler çekmeye başlamıştır.
    
Günümüzdeki rekabet unsurları nelerdir?
     Günümüzde rekabet unsurlarına kalitenin yanında
     
     hız üstünlüğü ve esneklik de eklenmekte ve piyasaya kısa
     
     sürede, müşteri ihtiyaçlarının doğrultusunda ürün ve
     
     hizmet süren işletmeler, rekabetçi avantajı yakalamaktadır.
    
     İşletmelerin toplam kalite anlayışını benimseme
     
     nedenleri nelerdir?
    
     İşletmeler, bu atılımların sonucunda kaliteyi
     
     iyileştirmek, müşteri tatminini sağlamak ve dolayısıyla
     
     rekabet gücünü artırmak için toplam kalite yönetimi
     
     anlayışını benimsemektedir.
    
David A. Garvin’in kalite tanımı nasıldır?
     David A. Garvin kaliteyi belirgin ve ölçülebilen
     
     parametreleri kullanan stratejik bir model ile tanımlamaya
     
     çalışmıştır.
    
Garvin’in kalite tanımının boyutları nelerdir?
     Galvin kalite tanımı konusunda aşağıdaki sekiz
     
     boyutu önermektedir:
     
     1. Performans
     
     2. Özellikler
     
     3. Güvenilirlik
     
     4. Uygunluk
     
     5. Sağlamlık
     
     6. servis hizmetleri
     
     7. estetik
     
     8. algılanan kalite
    
Ekonomik olarak rasyonellik sağlamanın yolu nedir?
     Ekonomik olarak rasyonellik sağlamak ancak
     
     pazar geliştirmek, tasarım iyileştirmek ve verimliliği
     
     artırmak suretiyle rekabet gücünün yükseltilmesiyle
     
     mümkündür. Bunun temel yolu da, müşteri beklentilerinin
     
     sağlıklı olarak saptanıp tam olarak tatmin edilmesidir.
    
     Müşteri istek ve ihtiyaçlarının tatmin edilmesi neden
     
     önemlidir?
    
     İşletmenin sunmuş olduğu ürün veya hizmetlerden
     
     tatmin olmuş bir müşterinin işletme açısından çok büyük
     
     bir önemi bulunmaktadır. O da işletmenin uzun vadede
     
     başarısının ve yaşamasının temelini oluşturan müşteri
     
     bağlılığının sağlanmasıdır. Tatmin olmuş müşterileri elde
     
     tutma maliyeti, yeni müşterileri bulma maliyetinden daha
     
     düşüktür. Müşteri ile kurulan uzun süreli ilişki, kârlılığın
     
     artması anlamına gelmektedir. Tatmin olmuş bir
     
     müşterinin, şirketin diğer ürün veya hizmetlerini satın
     
     alma ihtimali daha yüksektir. Yeni müşterilerin büyük bir
     
     kısmı, sadık müşterilerin tavsiyeleri ile satın alma
     
     yapmaktadır.
    
Kalite ile verimlilik arasındaki ilişki nedir?
     Kalite, verimlilik ile yakından ilişkilidir. Kalite
     
     sayesinde azalan hata oranları, ürünlerin müşterilerden
     
     geri gelme oranlarını, yeniden işleme veya onarım
     
     miktarlarını da azaltmaktadır. Çalışanların kaliteden
     
     sorumlu olmaları sayesinde kalite kontrol görevlilerine de
     
     ihtiyaç kalmayacaktır. Bu durumda işletmeler daha az
     
     girdi kullanarak daha fazla çıktı elde edecekler ve
     
     verimlilik artışı sağlayacaklardır. Kalitenin iyileştirilmesi,
     
     aynı zamanda maliyetlerin de düşmesine neden olacaktır.
    
Modern anlamda kalitenin gelişim aşamaları nelerdir?
     Modern anlamda kalitenin gelişimi aşağıda
     
     özetleneceği gibi dört aşamada incelenebilir:
     
     1. Aşama: Muayene Aşaması
     
     2. Aşama: İstatistiksel Kalite Kontrol
     
     3. Aşama: Kalite Güvencesi Aşaması
     
     4. Aşama: Toplam Kalite Aşaması
    
Muayene aşamasının özellikleri nelerdir?
     Sanayi Devriminden sonra, ülkeler arası ticaretin
     
     de başlamasıyla, özellikle kaliteyle ilgili kavramlar
     
     gelişme göstermiştir. Bu dönemde üretim miktarlarının
     
     artması (kitle üretimine geçiş), kalite kontrol
     
     faaliyetlerinin artmasını da beraberinde getirmiştir. Kalite
     
     alanında atılan ilk adım, 19. yüzyılın sonuna kadar devam
     
     eden operatör kalite kontrol sistemidir. Bu sistemde, bir
     
     işgören, ürünün tamamının üretilmesinden, dolayısıyla
     
     kendi işinin kalitesinden sorumlu oluyordu. 1900’lü
     
     yılların başında ustabaşı kalite kontrol sistemi ortaya
     
     çıkmıştır. Bu dönemde, büyük ölçekli modern fabrika fikri
     
     doğmuş ve benzer işleri yapan bireyler, bir ustabaşının
     
     denetiminde gruplandırılmışlardır. Böylece ustabaşı,
     
     işgörenlerin işlerinin kalite sorumluluğunu da üstlenmiş
     
     oluyordu. I. Dünya Savaşı sırasında, üretim sistemleri
     
     daha da karmaşık bir hal almaya başlamıştır. Bu dönemde
     
     işgörenler, ustabaşılarına rapor vermeye başlamışlardır.
     
     Sonuç olarak ilk defa tam gün çalışan kontrolörler
     
     gündeme gelmiş ve bu dönem muayeneye dayalı kalite
     
     kontrol dönemi olarak anılmaya başlanmıştır. Üretim
     
     hatlarının kurulması ve Taylor sisteminin gelişmesiyle
     
     beraber, belirli spesifikasyonlar ve testler geliştirilmiştir. Standardizasyona gidilmiş, laboratuvarlar kurulmuş ve ayrı bir kalite kontrol birimi ortaya çıkmıştır.
    
     İstatistiksel Kalite Kontrol Aşamasının özellikleri
     
     nelerdir?
    
     İstatistiksel Kalite Kontrol yöntemleri ancak II.
     
     Dünya Savaşı döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Artık
     
     amaç, büyük kalite organizasyonlarının etkin bir biçimde
     
     çalışmalarını sağlamak olmuştur. Kontrolörler, örnekleme
     
     ve kontrol çizelgeleri gibi birkaç istatistikî araç ile
     
     bilgilendirilmişlerdir. Bu dönemde kalite kontrol, üretim
     
     alanlarında sınırlı kalmış ve yavaş bir ilerleme
     
     göstermiştir. Kalite kontrol uygulamalarında kullanılan
     
     kontrol çizelgeleri ve örnekleme gibi istatistiksel
     
     yöntemler, uzun zamandan beri bilindiği halde, yaygın
     
     olarak kullanılmamışlardır. Bunun en önemli nedeni,
     
     kamu ve özel kuruluşların, teknik ve istatistiksel verileri
     
     doğru yorumlayacak istek ve yeterliliklerinin
     
     olmamasıydı. İstatistiksel tekniklerin sonucu ortaya çıkan
     
     öneriler; kullanılan karar verme sistemleri, mevcut kontrol
     
     grupları, tek kişilik istatistiksel kalite kontrol
     
     koordinatörleri veya yarım gün çalışan tasarım
     
     mühendislerinin kalite kontrol çalışmalarına katılımı ile
     
     etkin olarak ele alınamıyordu. Yapılan iş ise, hâlâ basit
     
     anlamda kalan ve yönetimin göremediği, gerçek kalite
     
     problemlerine el uzatamayan, atölye tipi kalite
     
     kontrolüydü.
    
Kalite Güvencesi Aşamasının özellikleri nelerdir?
     Kalitenin esas gelişimi, II. Dünya Savaşı ve onu
     
     izleyen yıllarda gerçekleşmiştir. Askerî donanımların
     
     yaşamla olan doğrudan ilişkisi, çok pahalı bir muayene
     
     sisteminin geliştirilmesini zorunlu hâle getirmiştir. Askerî
     
     donanımların maliyeti ve karmaşıklığı, uzun süren üretim
     
     sürecinin her aşamasında yapılan bir muayeneyi gerektirir.
     
     Yalnızca son muayeneye dayanarak, yüksek değerdeki
     
     bitmiş bir ürünü reddetmek, uygulanabilir ve ekonomik bir
     
     yöntem olmamaktaydı. Geliştirilen muayene sistemi,
     
     üretim süreci sırasında istenilen nitelikte olmayan ürünleri
     
     ayıklayarak tamir ve yeniden işlemeyi ortadan
     
     kaldırmıştır. Bu sisteme göre teçhizatı satın alan kurum,
     
     donanımı, muayene kayıtları, test makinaları, yan sanayi
     
     kontrol sistemleri olan ve bu açılardan denetlenerek
     
     onaylanan firmalardan mal satın alabiliyordu. 1960’ların
     
     sonunda askerî kalite kontrol sistemleri özellikle
     
     NATO’da uygulamaya konulmuş ve böylece AQAP
     
     (Allied Quality Assurance Procedures) adıyla anılan kalite
     
     güvence sistemi ortaya çıkmıştır. Bu standartlar, daha
     
     sonraları çok az bir değişiklikle “ISO 9000 Standartları”
     
     olarak yayımlanmıştır.
    
Toplam Kalite Aşamasının özellikleri nelerdir?
     Toplam kalite felsefesinin temelini “kalite kontrol
     
     sürecinin, müşterinin kalite ihtiyaçlarının tanımlanmasıyla
     
     başlayıp hatasız ürünün tüketiciye ulaştırılmasıyla devam
     
     ettiği ve müşteri memnuniyetiyle son bulması” düşüncesi
     
     oluşturmaktadır. Toplam kalite; insanlar, makinalar ve
     
     bilginin bu amaca ulaşmak için koordinasyonunu sağlar.
     
     1950’lerde Japonya’ya giden Amerikalı kalite uzmanları,
     
     kendi ülkelerinde fazla itibar görmeyen istatistiksel kalite
     
     kontrol yöntemlerini Japonlar’a aktarmışlardır. Japonlar
     
     tarafından hızla benimsenen ve geliştirilen bu görüşler,
     
     toplam kalite yönetimi yaklaşımının doğmasına neden
     
     olmuştur. Japonlar kaliteyi, müşterilerine bir söz vermek
     
     olarak tanımlamış ve bu sözün işletmedeki tüm çalışanlar
     
     tarafından yerine getirilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
     
     Dolayısıyla üst yönetimden başlayıp işçilere kadar tüm
     
     işletmede kalite seferberliği başlatmışlardır.
    
Üretim maliyetleri nelerden oluşur?
     Üretim maliyetleri
     
     1. temel üretim maliyetleri,
     
     2. hatalardan kaynaklanan maliyetler
     
     3. hata miktarını azaltmak için katlanılan maliyetler
     
     olmak üzere genellikle üç ögeden oluşur.
    
Temel üretim maliyetleri nelerdir?
     Temel üretim maliyetleri: İşçilik maliyetleri,
     
     malzeme ve ekipman aşınması, işgören sosyal maliyetleri
     
     ve diğer sabit maliyetlerden oluşmaktadır. Temel üretim
     
     maliyetleri, hata oranına bağlı değildir. Hata oranı
     
     yükselse de düşse de temel üretim maliyetleri sabit kalır.
    
Hatalardan kaynaklanan maliyetler nelerdir?
     Hatalardan kaynaklanan maliyetlerin mümkün
     
     olduğu kadar kesin bir şekilde tanımlanması
     
     gerekmektedir. Örneğin hatalı parçaların yeniden
     
     işlenmesi veya bitmiş ürünlerin düzeltilmesi için harcanan
     
     işgücü maliyetinin göz önüne alınması normaldir. Ancak
     
     fırsat maliyetinin, yani, fazladan işleri yaparken
     
     katlanacağınız üretim kayıplarından doğan maliyetlerin de
     
     hesaplanması gerekmektedir.
    
     Hata miktarını azaltmak için katlanılan maliyetler
     
     nelerdir?
    
     Kalitenin yükseltilmesi ve hata oranının daha da
     
     düşürülmesi için bazı zorunlu harcamalara katlanmak
     
     gerekmektedir. Hata oranı yüksekse bu maliyet azdır
     
     ancak hata oranı düştükçe bu maliyet artacaktır. Hata oranı
     
     yüksek olduğunda gerçekleştirilecek birkaç uygulama ile
     
     hata oranı düşüş gösterecektir. Ancak hata oranı düşükse
     
     bu oranı daha da düşürmek, örneğin eğitim gibi bir
     
     yatırımı veya daha iyi malzeme veya daha hassas makine
     
     ve donanım kullanmayı gerektirecektir.
    
Toplam Kalite Yönetimi nedir?
     Toplam kalite yönetimi, kalite ile ilgili
     
     problemlerin temel nedenlerinin belirlenmesi ve bunların
     
     kaynağında çözümlenmesi ile ilgili süreç ve yönetsel
     
     yaklaşımların bütünü olarak değerlendirilebilir. Toplam
     
     Kalite Yönetimi şirketin tümünü kapsayan bir yaklaşımdır.
     
     Kalitenin müşteri odaklı olduğu temeline dayanır. Kaliteyi
     
     sadece üretim süreçlerine değil, şirketin tüm alanlarına
     
     yaymak ve bunu tüm paydaşların (çalışanlar, müşteriler ve tedarikçiler) katılımı ile gerçekleştirmek Toplam Kalite
     
     Yönetimi felsefesinin temelini oluşturmaktadır.
    
Toplam Kalite Yönetiminin prensipleri nelerdir?
     Toplam Kalite Yönetiminin temelinde müşteri
     
     odaklı olmak yatmaktadır. Bunun üzerine inşa edilecek
     
     tuğlalar, üst yönetimin inancı ve kararlılığı, iletişim,
     
     kültürel değişim, çalışanların tam katılımı, ara müşteri
     
     zinciri, sıfır hata, etkinlik, sistematik yaklaşım, ölçüm ve
     
     bunların hepsinin sürekli gelişme felsefesiyle
     
     gerçekleştirilmesi Toplam Kalite Yönetiminin temel
     
     prensiplerini ortaya koymaktadır.
    
     Toplam Kalite Yönetimi felsefesini oluşturan
     
     kavramları nelerdir?
    
     Toplam Kalite Yönetimi felsefesini oluşturan
     
     kavramlar şunlardır:
     
     1. müşteri odaklılık
     
     2. sürekli iyileştirme
     
     3. çalışanların yetkilendirilmesi
     
     4. kalite araç yöntemlerinin kullanılması
     
     5. ürün tasarımı
     
     6. süreç yönetimi
     
     7. tedarikçi kalitesinin yönetimi
    
Müşteri odaklılık kavramı neyi anlatır?
     Toplam Kalite Yönetiminin temelini, kuruluşun
     
     müşteri istek ve ihtiyaçları üzerinde yoğunlaştırması
     
     oluşturmaktadır. Bu durumda kalite, müşteri istek ve
     
     ihtiyaçlarının tatmin edilmesi ötesine geçilmesi olarak
     
     tanımlanabilmektedir. Bu durumda kalite, müşteri
     
     tarafından belirlenmektedir.
    
Sürekli İyileştirme (kaizen) kavramı neyi anlatır?
     Toplam Kalite felsefesinin temeli, Kaizen (sürekli
     
     iyileştirme) felsefesine dayanmaktadır. Sürekli iyileştirme
     
     kavramı, 1980’li yıllarda özellikle Japon yönetim
     
     sistemleri ile gündeme gelmeye başlamış, günümüzde ise
     
     başarı sağlayan temel stratejilerden biri haline gelmiştir.
     
     Kaizen; kademeli, sürekli ve küçük iyileştirme faaliyetleri
     
     ile daha iyiye ulaşmak; standartları sürekli geliştirmek ve
     
     geliştirilen standardı her defasında aşmak demektir.
    
İşletme Körlüğü nedir?
     İşletmelerin içinde bulundukları durumu
     
     kendilerine yeterli bulup, bu durumu değiştirmek için
     
     hiçbir girişimde bulunmamaları ve çevrelerinde oluşan
     
     değişimlere karşı kayıtsız kalmalarıdır.
    
PUKÖ Döngüsü nedir?
     PUKÖ Döngüsü şu bileşenlerden oluşur:
     
     • Planla: Hedefin saptanıp nasıl, kim veya kimler
     
     tarafından gerçekleştirileceği sorularına cevap
     
     verir.
     
     • Uygula: Planın uygulanması.
     
     • Kontrol Et: İstenilen sonuca ulaşılıp
     
     ulaşılmadığının irdelenmesi.
     
     • Önlem Al: Eksik veya yanlış yapılanların
     
     belirlenmesi ve revize edilmesi ve olumlu
     
     sonuçların standardizasyonudur.
    
Benchmarking (Kıyaslama) nedir?
     Bir işletmenin, iyileşme amacıyla alanlarında en
     
     iyi uygulamalara sahip olmalarıyla tanınmış diğer
     
     işletmelerin ürünlerini, hizmetlerini ve iş süreçlerini
     
     değerlendirmek ve onlardan öğrenebilmek için kullandığı
     
     sürekli, sistematik ve planlı bir süreçtir. Benchmarking,
     
     mükemmele ulaşmak için en iyi uygulamaların
     
     araştırılması sürecidir. İşletmenin sürekli olarak kendisini
     
     en iyi işletmelerin uygulamaları ile karşılaştırmasıdır.
    
Çalışanların Yetkilendirilmesi ne ifade eder?
     Kalite, kuruluşta çalışan herkesin görevidir. Bu
     
     durumda kuruluşun tüm çalışanları, kalite problemlerinin
     
     bulunması ve düzeltilmesi konusunda
     
     yetkilendirilmelidirler. Toplam Kalite Yönetimi
     
     felsefesinde kullanılan “iç müşteri” kavramı,
     
     birbirlerinden ürün veya hizmet alan kuruluş içindeki
     
     çalışanları veya süreçleri ifade etmektedir. Amaç, bir
     
     önceki süreçten, müşteri konumundaki sürece kalitesiz
     
     ürün veya hizmetin geçmemesi ve böylece son aşamada
     
     bu ürün veya hizmetin “dış müşteri” olarak adlandırılan
     
     nihai müşteriye ulaşmasını önleyecek tüm çabaların
     
     alınmasını sağlamaktır.
    
Kalite çemberleri nedir?
     Çalışanların katılımlarının sağlanması amacıyla
     
     Toplam Kalite Yönetiminde takım odaklı çalışma grupları
     
     benimsenmiştir. Değişik isimlerde anılan çalışma
     
     gruplarından en sık rastlananı “kalite çemberleri” olarak
     
     adlandırılan ve esas görevleri kalite problemlerini çözmek
     
     olan ve gönüllü olarak çalışanlardan oluşan 8-10 kişilik
     
     gruplardır.
    
Kalite araçları teknikleri nelerdir?
     • Neden-Sonuç (Balık Kılçığı) Diyagramı
     
     • Akış Diyagramları
     
     • Kontrol Çizelgesi
     
     • Kontrol Diyagramları
     
     • Serpilme Diyagramları
     
     • Pareto Diyagramları
     
     • Histogramlar
    
Ürün Tasarımı kavramı neyi ifade eder?
     Bir ürünün kaliteli olabilmesinin ilk şartı, ürün
     
     tasarımının müşteri beklentilerine uygun olmasıdır.
     
     Müşteriler genellikle beklentilerini dile getirirken bunu
     
     günlük dilde yapar. Örneğin ürünün sağlam olması, güçlü
     
     olması, güvenilir olması, çekici olması gibi. Müşterilerin
     
     beklentilerine uygun üretilebilmesi için, bu kavramların
     
     teknik ihtiyaçları belirleyen tasarım diline çevrilmesi
     
     gerekmektedir.
    
Süreç Yönetimi kavramı ne ifade eder?
     Toplam Kalite Yönetimi felsefesinde, kaliteli bir
     
     ürünü üretebilmek ancak kaliteli bir sürece sahip olmakla
     
     gerçekleşebilmektedir. Bunun anlamı, kalitenin süreçlere
     
     entegre edilmesi ve kalite problemlerinin kaynağında
     
     çözülerek bir daha tekrarlanmasını önleyici tedbirlerin
     
     alınmasıdır.
    
Tedarikçilerin Kalite Yönetimi kavramı ne ifade eder?
     Toplam Kalite Yönetimi, kalite kavramını
     
     kuruluşun dışına, tedarikçilerine de taşımaktadır. Bunun
     
     anlamı, tedarikçilerin sürekli olarak kuruluşun çalıştığı
     
     kalite düzeyinde çalışmasını garanti altına almak ve
     
     dolayısıyla tedarikçilerden gelen ürünlerin tekrar kalite
     
     kontrolden geçmelerini önleyerek zaman ve maliyetleri
     
     azaltmaktır. Bu durum aynı zamanda, kuruluşun ürün veya
     
     hizmet aldığı tüm tedarikçilerin aynı kalite seviyesinde
     
     çalışması anlamına da gelmektedir.
    
     Toplam kalite yönetiminin öncüleri (guruları)
     
     kimlerdir?
    
     Toplam kalite yönetiminin öncüleri (guruları)
     
     şunlardır:
     
     • Frederick Winslow Taylor (1856-1915)
     
     • Dr. Walter A. Shewhart (1891-1967)
     
     • Dr. W. Edwards Deming (1900-1993)
     
     • Dr. Joseph M. Juran (1904-2008)
     
     • Philip B. Crosby (1926-2001)
     
     • Dr. Armand V. Feigenbaum (1922-…)
     
     • Kaoru Ishikawa (1915-1989)
     
     • Genichi Taguchi (1924-2012)
    
     Türkiye’de kalite ile ilgili çalışmaların
     
     yaygınlaşmasında etkili olan faktörler nelerdir?
    
     1. Ulusal Kalite Kongresi
     
     2. TÜSİAD-KalDer Kalite Ödülü
     
     3. Türk Kuruluşlarının Avrupa’daki Başarıları
     
     4. Anadolu Kalite Günleri
     
     5. Başarılıİşletmelerimizin Katkıları
     
     6. Ulusal Kalite Hareketi
     
     7. Özdeğerlendirme Faaliyetleri
    
Kaliteyi güvence altına alma sebepleri nelerdir?
     İşletmeler müşteri ihtiyaçlarını karşılamak, uzun
     
     vadeli kâr elde edebilmek, tüm dünyada müşteri
     
     memnuniyeti sağlayabilmek ve uluslararası pazarlara
     
     girmek ve bu pazarlarda rekabet edebilmek için çeşitli
     
     standartlara yardımıyla kaliteyi güvence altına almak
     
     zorundadırlar.
    
     ISO 9000 Kalite Güvence Standartlarının amacı
     
     nedir?
    
     ISO 9000 Kalite Güvence Standartlarının amacı,
     
     tedarikçilere ve üreticilere kalite esaslı bir sistemin
     
     gereksinimlerini belirtmek ve müşteri ihtiyaçlarını
     
     karşılayacak üretimin yapılabilmesi için gerekli temel
     
     özellikleri açıklamaktır.
    
     ISO 9000 Standartlarının dünya çapında yayılmasını
     
     kolaylaştıran faktörler nelerdir?
    
     1. Müşteri baskısı
     
     2. Pazar baskısı
     
     3. Yasal zorunluluklar
    
ISO 9001 standardının bileşenleri nelerdir?
     1. Müşteri odaklılık: Müşteri istek ve ihtiyaçlarının
     
     anlaşılması.
     
     2. Liderlik: Amaç birliği ve kalite kültürünün
     
     yaratılması.
     
     3. Çalışanların katılımı: Çalışanların geliştirilmesi
     
     ve motive edilmesi.
     
     4. Süreç yaklaşımı: Süreçlerin etkin yönetimi.
     
     5. Sistem yaklaşımı: Karşılıklı ilişkilerin ve
     
     bağımlılıkların anlaşılması.
     
     6. Sürekli iyileştirme: İşlerin yapılması için sürekli
     
     olarak daha iyi yöntemlerin araştırılması.
     
     7. Veri analizine dayalı gerçekçi karar alma:
     
     Kararların verilerden elde edilen bilgilere dayalı
     
     olarak alınması.
     
     8. Karşılıklı fayda sağlamaya yönelik ilişkiler:
     
     Başarılı olabilmek için, etkileşimde bulunulan
     
     tüm çevresel faktörlerin de başarılı olmasına
     
     inanmak
    
Altı Sigma yaklaşımı nedir?
     Altı Sigma yaklaşımı, ürünün üretim sürecinde,
     
     servis veya diğer iş yöntemlerinde, sıfır hata yaklaşımıyla
     
     optimize edilmiş performans düzeyidir. Altı Sigma genel
     
     olarak mükemmelliği ifade etmektedir, sadece bitmiş
     
     parçada değil; örgütün tümünde, üretim süreçlerinde,
     
     hizmetlerinde ve idari işlerin hepsinde mükemmelliği
     
     yakalamaktır. Altı Sigma, müşterinin beklentilerine cevap
     
     vererek, mükemmelliği yakalamaya çalışan bir amaçtır.
     
     Altı Sigma, işte başarıyı yakalamak, sürdürmek ve en üst
     
     düzeye ulaştırmak için kapsamlı ve esnek bir sistemdir.
    
     Altı Sigma işletmesinin vizyonunu oluşturan temalar
     
     nelerdir?
    
     • Müşteri odaklılık
     
     • Verilere dayalı yönetim
     
     • Süreç odaklılık
     
     • Proaktif yönetim:
     
     • Sınırsız işbirliği
     
     • Mükemmele yöneliş, hataya hoşgörü
    
     TÖAİK İyileştirme Modelini oluşturan aşamalar
     
     nelerdir?
    
     • Problem ve müşteri ihtiyaçlarının tanımlanması
     
     • Hata oranlarının ölçülmesi ve prosesin mevcut
     
     durumunun dokümantasyonu
     
     • Süreç verisinin analiz edilmesi ve süreç
     
     kapasitesinin belirlenmesi
     
     • Sürecin iyileştirilmesi ve hata oranlarının ortadan
     
     kaldırılması
     
     • Süreç performansının kontrol edilmesi ve
     
     iyileştirmenin sürekliliğinin sağlanması
    
     Türkiye’de Altı Sigma uygulamalarının ilk örnekleri
     
     nelerdir?
    
     Türkiye’de Altı Sigma uygulamalarının ilk
     
     örnekleri 1995 yılında, hisselerinin bir bölümü GE
     
     (General Electric)’ye ait olan TEİ (Tusaş Engine
     
     Industry)’de gerçekleşmiştir. Daha sonra Arçelik,
     
     Demirdöküm, DupontSA, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri-
     
     Vitra, KordSA, BSH-Profilo, BOS (Birleşik Oksijen
     
     Sanayi), Çimtaş, Ford, Kalekim, Borusan Grubu, TEBA,
     
     Aselsan, DYO Boya gibi şirketlerde de Altı Sigma
     
     uygulamaları gerçekleştirilmektedir.
    
Kalite nasıl tanımlanmaktadır?
Aşağıda kalite guruları olarak adlandırılan uzmanların kalite tanımları yer almaktadır:
Garvin’e göre kalitenin boyutları nelerdir?
David A. Garvin, kaliteyi belirgin ve ölçülebilen parametreleri kullanan stratejik bir model ile tanımlamaya çalışmıştır. Garvin kalite tanımı konusunda aşağıdaki sekiz boyutu önermektedir:
Müşteri tatmini nedir?
Müşteri istek ve ihtiyaçlarının belirlenerek, sürekli olarak giderilmesi, müşterinin tatmin edilmesi anlamına gelmektedir.
Üretim maliyetleri hangi ögelerden oluşmaktadır?
Üretim maliyetleri; temel üretim maliyetleri, hatalardan kaynaklanan maliyetler ve hata miktarını azaltmak için katlanılan maliyetler olmak üzere genellikle üç ögeden oluşur.
Temel üretim maliyetleri nelerdir?
İşçilik maliyetleri, malzeme ve ekipman aşınması, işgören sosyal maliyetleri ve diğer sabit maliyetlerden oluşmaktadır. Temel üretim maliyetleri, hata oranına bağlı değildir. Hata oranı yükselse de düşse de temel üretim maliyetleri sabit kalır.
Hata miktarını azaltmak için katlanılan maliyetler nelerdir?
Kalitenin yükseltilmesi ve hata oranının daha da düşürülmesi için bazı zorunlu harcamalara katlanmak gerekmektedir. Hata oranı yüksekse bu maliyet azdır ancak hata oranı düştükçe bu maliyet artacaktır. Hata oranı yüksek olduğunda gerçekleştirilecek birkaç uygulama ile hata oranı düşüş gösterecektir. Ancak hata oranı düşükse bu oranı daha da düşürmek, örneğin eğitim gibi bir yatırımı veya daha iyi malzeme veya daha hassas makine ve donanım kullanmayı gerektirecektir.
Optimum kalite seviyesi nedir?
Maliyetleri düşürebilmek için, belirli ölçüde hataya müsaade eden bir kalite seviyesinde üretim yapılmasıdır.
Kalite gelişiminin birinci aşamasının özellikleri nelerdir?
Kalite alanında atılan ilk adım, 19. yüzyılın sonuna kadar devam eden operatör kalite kontrol sistemi dir. Bu sistemde, bir işgören, ürünün tamamının üretilmesinden, dolayısıyla kendi işinin kalitesinden sorumlu oluyordu. 1900’lü yılların başında ustabaşı kalite kontrol sistemi ortaya çıkmıştır. Bu dönemde, büyük ölçekli modern fabrika fikri doğmuş ve benzer işleri yapan bireyler, bir ustabaşının denetiminde gruplandırılmışlardır. Böylece ustabaşı, işgörenlerin işlerinin kalite sorumluluğunu da üstlenmiş oluyordu. I. Dünya Savaşı sırasında, üretim sistemleri daha da karmaşık bir hal almaya başlamıştır. Bu dönemde işgörenler, ustabaşılarına rapor vermeye başlamışlardır. Sonuç olarak ilk defa tam gün çalışan kontrolörler gündeme gelmiş ve bu dönem muayeneye dayalı kalite kontrol dönemi olarak anılmaya başlanmıştır. Üretim hatlarının kurulması ve Taylor sistemi nin gelişmesiyle beraber, belirli spesifikasyonlar ve testler geliştirilmiştir. Standardizasyona gidilmiş, laboratuvarlar kurulmuş ve ayrı bir kalite kontrol birimi ortaya çıkmıştır.
Kalite gelişiminin ikinci aşamasının özellikleri nelerdir?
İstatistiksel Kalite Kontrol Aşaması: 1920’li ve 30’lu yıllarda ortaya çıkan bu sistem, II. Dünya Savaşı’nın getirdiği olağanüstü kitle üretimi dönemine kadar daha çok tercih edilmekteydi. İstatistiksel Kalite Kontrol yöntemleri ise ancak II. Dünya Savaşı döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Artık amaç, büyük kalite organizasyonlarının etkin bir biçimde çalışmalarını sağlamak olmuştur. Kontrolörler, örnekleme ve kontrol çizelgeleri gibi birkaç istatistikî araç ile bilgilendirilmişlerdir. Bu dönemde kalite kontrol, üretim alanlarında sınırlı kalmış ve yavaş bir ilerleme göstermiştir.
Kalite gelişiminin kalite devrimi aşamasının özellikleri nelerdir?
Kalite Devrimi, 1940’ların sonlarında Amerikalı bir istatistikçi olan W. Edwards DEMING ve Joseph M. JURAN gibi uzmanların, Amerikan hükümetince, Japon endüstrisinin geliştirilmesi amacıyla Japon yöneticilerine kalite yönetimi ilkelerini ve kalite geliştirme yöntemlerini öğretmek için Japonya’ya gitmesiyle başlamıştır. Deming’in görevi, Savaş Üretim Bakanlığı’nın, Amerikan savaş malzemelerini iyileştirmek için geliştirdiği tekniklerden doğan yeni kalite felsefesini, Japonlara öğretmekti. II. Dünya Savaşı’nı izleyen ilk 5 yılda, Japon yöneticilerine kalite yönetimi; mühendislere ise, istatistiksel kalite kontrol yöntemleri öğretilmiştir. Deming’in Japonya’da gerçekleştirdiği seminerlerin sonucunda, Japonlar sadece istatistiksel kalite kontrol tekniklerini öğrenmekle kalmamış, aynı zamanda “önce kaliteyi” düşünmeyi ve bunu işletme bütününde bir yönetim biçimi olarak benimsemeyi de başarmışlardır.
Kalite gelişiminin üçüncü aşamasının özellikleri nelerdir?
Kalitenin esas gelişimi, II. Dünya Savaşı ve onu izleyen yıllarda gerçekleşmiştir. Askerî donanımların yaşamla olan doğrudan ilişkisi, çok pahalı bir muayene sisteminin geliştirilmesini zorunlu hâle getirmiştir. Askerî donanımların maliyeti ve karmaşıklığı, uzun süren üretim sürecinin her aşamasında yapılan bir muayeneyi gerektirir. Geliştirilen muayene sistemi, üretim süreci sırasında istenilen nitelikte olmayan ürünleri ayıklayarak tamir ve yeniden işlemeyi ortadan kaldırmıştır. 1960’ların sonunda askerî kalite kontrol sistemleri özellikle NATO’da uygulamaya konulmuş ve böylece AQAP (Allied Quality Assurance Procedures) adıyla anılan kalite güvence sistemi ortaya çıkmıştır. Bu standartlar, çok az bir değişiklikle “ISO 9000 Standartları” olarak yayımlanmıştır.
Kalite gelişiminin dördüncü aşamasının özellikleri nelerdir?
1950’lerde Japonya’ya giden Amerikalı kalite uzmanları, kendi ülkelerinde fazla itibar görmeyen istatistiksel kalite kontrol yöntemlerini Japonlar’a aktarmışlardır. Japonlar tarafından hızla benimsenen ve geliştirilen bu görüşler, toplam kalite yönetimi yaklaşımının doğmasına neden olmuştur. Japonlar kaliteyi, müşterilerine bir söz vermek olarak tanımlamış ve bu sözün işletmedeki tüm çalışanlar tarafından yerine getirilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Dolayısıyla üst yönetimden başlayıp işçilere kadar tüm işletmede kalite seferberliği başlatmışlardır. Armand V. Feigenbaum tarafından ortaya konulan toplam kalite kontrol, sadece ürün ve hizmet kalitesi ile ilgili olmayıp günümüzün en çağdaş yönetim anlayışlarından biri olan toplam kalite yönetimi sisteminin temelini oluşturmaktadır.
Frederick Winslow Taylor’ın kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Taylor; planlamayı, iş geliştirme sorumluluğundan ayırarak, çalışanı işini geliştirme sorumluluğundan uzaklaştırmıştır. Bu sorumluluk bölünmesi, organizasyonlarda çıktı kalitesinin gözlenmesi için ayrı bir muayene bölümünün yaratılmasına ve kalite sorumluluğunun dağılmasına yol açmıştır. Dolayısıyla Taylor sayesinde işin planlanması, yerine getirilmesi ve kontrolü faaliyetleri birbirinden ayrılmıştır.
Dr. Walter A. Shewhart’ın kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Shewhart, üretimin her aşamasında “değişimlerin” var olduğunu fakat numune alma, olasılık analizleri gibi basit istatistiksel tekniklerin uygulanması ile bu değişikliklerin yapı ve nedenlerinin anlaşılabileceğini kanıtlamıştır. İşgörenler için, yaptıkları işlerin gidişatını izleme ve ne zaman kontrol limitleri dışına çıkılarak kalitesiz üretim yapılabileceğini önceden görme imkanı sağlayan “kontrol kartları”nı geliştirerek üretim performanslarının zaman içinde yakından izlenmesini mümkün kılmıştır.
Dr. W. Edwards Deming’in kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Kalite ve verimliliğin iyileştirilmesi ile maliyetlerin azaltılması için geliştirilen “İstatistiksel Proses Kontrol-İPK” kavramının kurucu ve destekleyicilerindendir. İstatistiksel kalite kontrolü üzerinde çalışmış ve bunu II. Dünya Savaşı’ndan sonra 1950’lerde Japonlara öğretmiştir. Deming’e göre kalite sorunun temelinde “değişkenlik” yatmaktadır. Deming’in yönetim tarzı, değişkenlik üzerine odaklanmış ve farklılığı yaratan özel ve genel nedenler arasındaki farkı anlamaya yönelmiştir. Deming’in felsefesi, istatistiksel metodlar ve değişkenliğin analizinin ötesinde bazı kavramları içerir. Bu kavramlar, yönetimin katılımı ve desteği ile problem çözme sürecine kadar genişletilebilir. Deming’in yönetim dünyasına kazandırdığı en önemli kavram, “Deming’in 14 İlkesi”dir. Bunun dışında “Deming Çevrimi” ile de adı sıkça anılmaktadır.
Dr. Joseph M. Juran’ın kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Kalite Yönetiminde “kalite planlama, kalite kontrol ve kalite geliştirme” konuları üzerinde çalışmalar yapmıştır. Ününü, 1950’lerde yazmış olduğu “Kalite Kontrol El Kitabı – Quality Control Handbook” adlı eseri ile kazanmıştır. Bu eserinde Juran, üst yönetim için, ürün kalitesinin iyileştirilmesi, kalitenin planlanması ve aksaklıkların belirlenmesinde kullanılmak üzere istatistik ve ürün kalitesine ait hemen hemen her konudaki sürekli gelişmeyi incelemiştir. Juran, Kalite Yönetimi felsefesini, “Juran Trilojisi” ile açıklamaktadır. Bu üçleme temel olarak üç süreçten oluşur: kalite planlama, kalite kontrol, ve kalite iyileştirme.
Philip B. Crosby’nin kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
“Kalite maliyetleri” ve “sıfır hata” kavramları üzerinde çalışmıştır. Kaliteyi “ihtiyaçlara uygunluk” olarak tanımlamış, daha sonra kaliteden “sıfır hata” olarak bahsetmiştir. ITT şirketinde başkan yardımcısı olarak çalışırken, çalışanlarına kalite kavramlarını anlatmak üzere 1979’da “Kalite Kolejini” kurmuştur. 1979 yılında yazdığı “Quality is Free- Kalite Ücretsizdir” adlı eseri ile yönetim dünyasında yankı uyandırmıştır. Crosby de Deming gibi, kalite iyileştirme programını 14 adımda tanımlamıştır.
Dr. Armand V. Feigenbaum’un kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Feigenbaum; ürünlerin kötü dizayn edilmesi, dağıtımın yetersiz olması, ürünün yanlış pazarlanması ve müşterinin kullanımına yeterli destek verilmemesi hâlinde imalatta kalitenin elde edilemeyeceği kavramını geliştirmiştir. Feigenbaum’un, kaliteden, organizasyon içinde çalışan herkesin sorumlu olduğu fikri “toplam kalite kontrol” olarak anılmaya başlanmıştır. Feigenbaum, aynı zamanda “kalite maliyetleri” olarak bilinen kavramın, Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarının sonuçlarını değerlendirmede bir araç olarak kullanılabileceğini ortaya atmıştır.
Ishikawa’nın kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
II. Dünya Savaşı’ndan sonra Deming’i Japonya’ya Ichiro Ishikawa çağırmış ve çeşitli eğitim seminerleri düzenlemesini sağlamıştır. Kaouru Ishikawa, 1949’da JUSE’de istatistiksel kalite kontrol üzerinde çalışmalar yapmaktaydı. 1970’lerde Japon endüstrisinin sihrini öğrenmek için gelen Amerikalı iş adamları, Kaoru Ishikawa’nın yaratıcısı olduğu ve ilk defa 1962 yılında uygulamaya koyduğu “Kalite Çemberleri” fikri ile ülkelerine dönmüşler ve bu fikirleri uygulamaya koymuşlardır. Kaoru Ishikawa’nın Toplam Kalite Kontrol anlayışında en önemli etkeni “müşteri” oluşturmaktadır. Ishikawa, 1985 yılında yazdığı “Quality Control The Japanese Way” adlı eseri ile ve “Ishikawa Diyagramı” veya “Balık Kılçığı Diyagramı” olarak adlandırılan problem çözme aracı ile tanınmaktadır.
Genichi Taguchi’nin kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Sürekli bir ürün kalitesi elde etme hedefine ulaşmak için, üretim tezgahlarının sabit bir ayarlama ile üretimde bulunmasının etkin olmadığını, bunun yerine üretim hattındaki değişkenliğe rağmen fonksiyonlarını tam olarak yerine getirebilecek kadar yeterli sağlamlıkta ürün dizayn edilmesi gerektiği fikrini ileri sürmüş ve kendi adıyla anılan taguchi metodlarını geliştirmiştir. Taguchi metotları, muayene yoluyla kalitenin başarılmasını vurgulamaktan ziyade, ürün optimizasyon rutinleri ve imalattan önceki proses ile ilgilidir. Taguchi, kaliteden ziyade “kalite kayıpları” açısından olaya yaklaşmaktadır.
Toplam kalite yönetimin temel prensipleri nelerdir?
Toplam Kalite Yönetiminin temelinde müşteri odaklı olmak yatmaktadır. Bunun üzerine inşa edilecek tuğlalar, üst yönetimin inancı ve kararlılığı, iletişim, kültürel değişim, çalışanların tam katılımı, ara müşteri zinciri, sıfır hata, etkinlik, sistematik yaklaşım, ölçüm ve bunların hepsinin sürekli gelişme felsefesiyle gerçekleştirilmesi Toplam Kalite Yönetiminin temel prensiplerini ortaya koymaktadır.
Toplam Kalite Yönetimi felsefesini oluşturan temel kavramlar nelerdir?
| 
         Temel kavramlar  | 
       
         Açıklamalar  | 
      
| 
         Müşteri odaklılık  | 
       
         Müşterinin istek ve ihtiyaçlarının belirlenmesi  | 
      
| 
         Sürekli iyileştirme  | 
       
         Kaizen felsefesi  | 
      
| 
         Çalışanların yetkilendirilmesi  | 
       
         Çalışanların kalite problemlerini belirleme ve giderme konusunda gönüllü çalışmaları  | 
      
| 
         Kalite araç ve yöntemlerinin kullanılması  | 
       
         Çeşitli istatistik tekniklerin kullanılarak kalite problemlerinin çözülmesi  | 
      
| 
         Ürün tasarımı  | 
       
         Ürünlerin müşteri beklentilerini karşılayacak şekilde tasarlanması  | 
      
| 
         Süreç yönetimi  | 
       
         Kalitenin kuruluşun tüm süreçlerine entegre edilmesi  | 
      
| 
         Tedarikçi kalitesinin yönetimi  | 
       
         Kalite kavramının kuruluşun dışındaki tedarikçilere kadar uzanması  | 
      
Kaizen nedir?
Kai; değişim, zen; iyi, daha iyi demektir. Kaizenin anlamı; geliştirme, iyileştirme, “sürekli iyileştirme”dir. Kaizen; kademeli, sürekli ve küçük iyileştirme faaliyetleri ile daha iyiye ulaşmak; standartları sürekli geliştirmek ve geliştirilen standardı her defasında aşmak demektir. Kaizen bir felsefe, bir yaşam tarzıdır.
İşletme körlüğü nedir?
İşletmelerin içinde bulundukları durumu kendilerine yeterli bulup, bu durumu değiştirmek için hiçbir girişimde bulunmamaları ve çevrelerinde oluşan değişimlere karşı kayıtsız kalmalarıdır.
Japon tarzı Toplam Kalite Yönetimi ile batı tarzı Toplam Kalite Yönetimi arasındaki en büyük fark nedir?
Japon tarzı Toplam Kalite Yönetimi ile batı tarzı Toplam Kalite Yönetimi arasındaki en büyük fark, Japonların sürekli gelişme sürecini başarıyla yürütmeleridir. Japonlara göre kalite nihai bir amaç değil, sadece yüksek rekabet sağlamaya imkan veren bir araçtır. Bu durumda, performansın sürekli olarak değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Deming tarafından geliştirilen PUKÖ (Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al) Döngüsü ve Benchmarking (Kıyaslama) gibi araçların kullanılması bu aşamada oldukça etkili olmaktadır.
PUKÖ döngüsünün basamakları nelerdir?
Kalite problemlerinin belirlenmesinde ve analiz edilmesinde kullanılan araçlar nelerdir?
“Kalite araçları” olarak adlandırılan bu teknikler, kalite problemlerinin belirlenmesi ve analiz edilmesi sürecinde sıkça kullanılan tekniklerdir.
Ülkemizde kalite ile ilgili çalışmaların yaygınlaşmasında etkili olan faktörler nelerdir?
Ülkemizde kalite ile ilgili çalışmaların yaygınlaşmasında aşağıdaki faktörler etkili olmuştur:
ISO 9000 Standartlarının dünya çapında yayılmasını kolaylaştıran faktörler nelerdir?
ISO 9001 standardının özünü oluşturan temel ilkeler nelerdir?
Altı sigma nedir?
İşletmenin bütününde hataları, maliyetleri, çevrim zamanını azaltmayı, verimliliği, kaliteyi artırmayı, israfları ortadan kaldırmayı ve değişkenlikten kurtulmayı hedefleyen bir felsefedir. Altı Sigma, ürünün üretim sürecinde, servis veya diğer iş yöntemlerinde, sıfır hata yaklaşımıyla optimize edilmiş performans düzeyidir. Altı Sigma genel olarak mükemmelliği ifade etmektedir, sadece bitmiş parçada değil; örgütün tümünde, üretim süreçlerinde, hizmetlerinde ve idari işlerin hepsinde mükemmelliği yakalamaktır. Altı Sigma, müşterinin beklentilerine cevap vererek, mükemmelliği yakalamaya çalışan bir amaçtır. Altı Sigma, işte başarıyı yakalamak, sürdürmek ve en üst düzeye ulaştırmak için kapsamlı ve esnek bir sistemdir.
6 sigma tekniğinde sigma değerlerine göre hata oranları nelerdir?
Altı Sigma işletmesinin vizyonu hangi temaları içermektedir?
Altı Sigma’da kullanılan süreç iyileştirme modelinin aşamaları nelerdir?
Altı Sigma’da kullanılan süreç iyileştirme modeli TÖAİK (Tanımlama-Ölçme-Analiz-İyileştirme-Kontrol) olarak ifade edilen modeldir. TÖAİK İyileştirme Modeli, 5 temel aşamadan oluşmaktadır:
    1950 ve 1960’lı yıllarda rekabet ortamının özelliği
    
    nedir?
   
    1950 ve 60’lı yıllarda, rekabetçi gücün temeli
    
    üretim üstünlüğüne dayanmaktaydı.
   
    1970’lerde rekabetin yönünün maliyetler üzerinde
    
    yoğunlaşmasının nedenleri nelerdir?
   
    1970’li yıllarda teknolojinin yaygınlaşması ve
    
    Uzakdoğulu Üçüncü Dünya Ülkeleri’nin bu teknolojileri
    
    kullanarak daha ucuz üretim faktörleriyle uluslararası
    
    pazarlara girmesi, rekabetin yönünü maliyetler üzerinde
    
    yoğunlaştırmaya başlamıştır.
   
1980’lerde rekabet ortamının özelliği nedir?
    1980’lerde ucuz ve bol ürünlere doyan insanları,
    
    artık kaliteli ürünler çekmeye başlamıştır.
   
Günümüzdeki rekabet unsurları nelerdir?
    Günümüzde rekabet unsurlarına kalitenin yanında
    
    hız üstünlüğü ve esneklik de eklenmekte ve piyasaya kısa
    
    sürede, müşteri ihtiyaçlarının doğrultusunda ürün ve
    
    hizmet süren işletmeler, rekabetçi avantajı yakalamaktadır.
   
    İşletmelerin toplam kalite anlayışını benimseme
    
    nedenleri nelerdir?
   
    İşletmeler, bu atılımların sonucunda kaliteyi
    
    iyileştirmek, müşteri tatminini sağlamak ve dolayısıyla
    
    rekabet gücünü artırmak için toplam kalite yönetimi
    
    anlayışını benimsemektedir.
   
David A. Garvin’in kalite tanımı nasıldır?
    David A. Garvin kaliteyi belirgin ve ölçülebilen
    
    parametreleri kullanan stratejik bir model ile tanımlamaya
    
    çalışmıştır.
   
Garvin’in kalite tanımının boyutları nelerdir?
    Galvin kalite tanımı konusunda aşağıdaki sekiz
    
    boyutu önermektedir:
    
    1. Performans
    
    2. Özellikler
    
    3. Güvenilirlik
    
    4. Uygunluk
    
    5. Sağlamlık
    
    6. servis hizmetleri
    
    7. estetik
    
    8. algılanan kalite
   
Ekonomik olarak rasyonellik sağlamanın yolu nedir?
    Ekonomik olarak rasyonellik sağlamak ancak
    
    pazar geliştirmek, tasarım iyileştirmek ve verimliliği
    
    artırmak suretiyle rekabet gücünün yükseltilmesiyle
    
    mümkündür. Bunun temel yolu da, müşteri beklentilerinin
    
    sağlıklı olarak saptanıp tam olarak tatmin edilmesidir.
   
    Müşteri istek ve ihtiyaçlarının tatmin edilmesi neden
    
    önemlidir?
   
    İşletmenin sunmuş olduğu ürün veya hizmetlerden
    
    tatmin olmuş bir müşterinin işletme açısından çok büyük
    
    bir önemi bulunmaktadır. O da işletmenin uzun vadede
    
    başarısının ve yaşamasının temelini oluşturan müşteri
    
    bağlılığının sağlanmasıdır. Tatmin olmuş müşterileri elde
    
    tutma maliyeti, yeni müşterileri bulma maliyetinden daha
    
    düşüktür. Müşteri ile kurulan uzun süreli ilişki, kârlılığın
    
    artması anlamına gelmektedir. Tatmin olmuş bir
    
    müşterinin, şirketin diğer ürün veya hizmetlerini satın
    
    alma ihtimali daha yüksektir. Yeni müşterilerin büyük bir
    
    kısmı, sadık müşterilerin tavsiyeleri ile satın alma
    
    yapmaktadır.
   
Kalite ile verimlilik arasındaki ilişki nedir?
    Kalite, verimlilik ile yakından ilişkilidir. Kalite
    
    sayesinde azalan hata oranları, ürünlerin müşterilerden
    
    geri gelme oranlarını, yeniden işleme veya onarım
    
    miktarlarını da azaltmaktadır. Çalışanların kaliteden
    
    sorumlu olmaları sayesinde kalite kontrol görevlilerine de
    
    ihtiyaç kalmayacaktır. Bu durumda işletmeler daha az
    
    girdi kullanarak daha fazla çıktı elde edecekler ve
    
    verimlilik artışı sağlayacaklardır. Kalitenin iyileştirilmesi,
    
    aynı zamanda maliyetlerin de düşmesine neden olacaktır.
   
Modern anlamda kalitenin gelişim aşamaları nelerdir?
    Modern anlamda kalitenin gelişimi aşağıda
    
    özetleneceği gibi dört aşamada incelenebilir:
    
    1. Aşama: Muayene Aşaması
    
    2. Aşama: İstatistiksel Kalite Kontrol
    
    3. Aşama: Kalite Güvencesi Aşaması
    
    4. Aşama: Toplam Kalite Aşaması
   
Muayene aşamasının özellikleri nelerdir?
    Sanayi Devriminden sonra, ülkeler arası ticaretin
    
    de başlamasıyla, özellikle kaliteyle ilgili kavramlar
    
    gelişme göstermiştir. Bu dönemde üretim miktarlarının
    
    artması (kitle üretimine geçiş), kalite kontrol
    
    faaliyetlerinin artmasını da beraberinde getirmiştir. Kalite
    
    alanında atılan ilk adım, 19. yüzyılın sonuna kadar devam
    
    eden operatör kalite kontrol sistemidir. Bu sistemde, bir
    
    işgören, ürünün tamamının üretilmesinden, dolayısıyla
    
    kendi işinin kalitesinden sorumlu oluyordu. 1900’lü
    
    yılların başında ustabaşı kalite kontrol sistemi ortaya
    
    çıkmıştır. Bu dönemde, büyük ölçekli modern fabrika fikri
    
    doğmuş ve benzer işleri yapan bireyler, bir ustabaşının
    
    denetiminde gruplandırılmışlardır. Böylece ustabaşı,
    
    işgörenlerin işlerinin kalite sorumluluğunu da üstlenmiş
    
    oluyordu. I. Dünya Savaşı sırasında, üretim sistemleri
    
    daha da karmaşık bir hal almaya başlamıştır. Bu dönemde
    
    işgörenler, ustabaşılarına rapor vermeye başlamışlardır.
    
    Sonuç olarak ilk defa tam gün çalışan kontrolörler
    
    gündeme gelmiş ve bu dönem muayeneye dayalı kalite
    
    kontrol dönemi olarak anılmaya başlanmıştır. Üretim
    
    hatlarının kurulması ve Taylor sisteminin gelişmesiyle
    
    beraber, belirli spesifikasyonlar ve testler geliştirilmiştir. Standardizasyona gidilmiş, laboratuvarlar kurulmuş ve ayrı bir kalite kontrol birimi ortaya çıkmıştır.
   
    İstatistiksel Kalite Kontrol Aşamasının özellikleri
    
    nelerdir?
   
    İstatistiksel Kalite Kontrol yöntemleri ancak II.
    
    Dünya Savaşı döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Artık
    
    amaç, büyük kalite organizasyonlarının etkin bir biçimde
    
    çalışmalarını sağlamak olmuştur. Kontrolörler, örnekleme
    
    ve kontrol çizelgeleri gibi birkaç istatistikî araç ile
    
    bilgilendirilmişlerdir. Bu dönemde kalite kontrol, üretim
    
    alanlarında sınırlı kalmış ve yavaş bir ilerleme
    
    göstermiştir. Kalite kontrol uygulamalarında kullanılan
    
    kontrol çizelgeleri ve örnekleme gibi istatistiksel
    
    yöntemler, uzun zamandan beri bilindiği halde, yaygın
    
    olarak kullanılmamışlardır. Bunun en önemli nedeni,
    
    kamu ve özel kuruluşların, teknik ve istatistiksel verileri
    
    doğru yorumlayacak istek ve yeterliliklerinin
    
    olmamasıydı. İstatistiksel tekniklerin sonucu ortaya çıkan
    
    öneriler; kullanılan karar verme sistemleri, mevcut kontrol
    
    grupları, tek kişilik istatistiksel kalite kontrol
    
    koordinatörleri veya yarım gün çalışan tasarım
    
    mühendislerinin kalite kontrol çalışmalarına katılımı ile
    
    etkin olarak ele alınamıyordu. Yapılan iş ise, hâlâ basit
    
    anlamda kalan ve yönetimin göremediği, gerçek kalite
    
    problemlerine el uzatamayan, atölye tipi kalite
    
    kontrolüydü.
   
Kalite Güvencesi Aşamasının özellikleri nelerdir?
    Kalitenin esas gelişimi, II. Dünya Savaşı ve onu
    
    izleyen yıllarda gerçekleşmiştir. Askerî donanımların
    
    yaşamla olan doğrudan ilişkisi, çok pahalı bir muayene
    
    sisteminin geliştirilmesini zorunlu hâle getirmiştir. Askerî
    
    donanımların maliyeti ve karmaşıklığı, uzun süren üretim
    
    sürecinin her aşamasında yapılan bir muayeneyi gerektirir.
    
    Yalnızca son muayeneye dayanarak, yüksek değerdeki
    
    bitmiş bir ürünü reddetmek, uygulanabilir ve ekonomik bir
    
    yöntem olmamaktaydı. Geliştirilen muayene sistemi,
    
    üretim süreci sırasında istenilen nitelikte olmayan ürünleri
    
    ayıklayarak tamir ve yeniden işlemeyi ortadan
    
    kaldırmıştır. Bu sisteme göre teçhizatı satın alan kurum,
    
    donanımı, muayene kayıtları, test makinaları, yan sanayi
    
    kontrol sistemleri olan ve bu açılardan denetlenerek
    
    onaylanan firmalardan mal satın alabiliyordu. 1960’ların
    
    sonunda askerî kalite kontrol sistemleri özellikle
    
    NATO’da uygulamaya konulmuş ve böylece AQAP
    
    (Allied Quality Assurance Procedures) adıyla anılan kalite
    
    güvence sistemi ortaya çıkmıştır. Bu standartlar, daha
    
    sonraları çok az bir değişiklikle “ISO 9000 Standartları”
    
    olarak yayımlanmıştır.
   
Toplam Kalite Aşamasının özellikleri nelerdir?
    Toplam kalite felsefesinin temelini “kalite kontrol
    
    sürecinin, müşterinin kalite ihtiyaçlarının tanımlanmasıyla
    
    başlayıp hatasız ürünün tüketiciye ulaştırılmasıyla devam
    
    ettiği ve müşteri memnuniyetiyle son bulması” düşüncesi
    
    oluşturmaktadır. Toplam kalite; insanlar, makinalar ve
    
    bilginin bu amaca ulaşmak için koordinasyonunu sağlar.
    
    1950’lerde Japonya’ya giden Amerikalı kalite uzmanları,
    
    kendi ülkelerinde fazla itibar görmeyen istatistiksel kalite
    
    kontrol yöntemlerini Japonlar’a aktarmışlardır. Japonlar
    
    tarafından hızla benimsenen ve geliştirilen bu görüşler,
    
    toplam kalite yönetimi yaklaşımının doğmasına neden
    
    olmuştur. Japonlar kaliteyi, müşterilerine bir söz vermek
    
    olarak tanımlamış ve bu sözün işletmedeki tüm çalışanlar
    
    tarafından yerine getirilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    
    Dolayısıyla üst yönetimden başlayıp işçilere kadar tüm
    
    işletmede kalite seferberliği başlatmışlardır.
   
Üretim maliyetleri nelerden oluşur?
    Üretim maliyetleri
    
    1. temel üretim maliyetleri,
    
    2. hatalardan kaynaklanan maliyetler
    
    3. hata miktarını azaltmak için katlanılan maliyetler
    
    olmak üzere genellikle üç ögeden oluşur.
   
Temel üretim maliyetleri nelerdir?
    Temel üretim maliyetleri: İşçilik maliyetleri,
    
    malzeme ve ekipman aşınması, işgören sosyal maliyetleri
    
    ve diğer sabit maliyetlerden oluşmaktadır. Temel üretim
    
    maliyetleri, hata oranına bağlı değildir. Hata oranı
    
    yükselse de düşse de temel üretim maliyetleri sabit kalır.
   
Hatalardan kaynaklanan maliyetler nelerdir?
    Hatalardan kaynaklanan maliyetlerin mümkün
    
    olduğu kadar kesin bir şekilde tanımlanması
    
    gerekmektedir. Örneğin hatalı parçaların yeniden
    
    işlenmesi veya bitmiş ürünlerin düzeltilmesi için harcanan
    
    işgücü maliyetinin göz önüne alınması normaldir. Ancak
    
    fırsat maliyetinin, yani, fazladan işleri yaparken
    
    katlanacağınız üretim kayıplarından doğan maliyetlerin de
    
    hesaplanması gerekmektedir.
   
    Hata miktarını azaltmak için katlanılan maliyetler
    
    nelerdir?
   
    Kalitenin yükseltilmesi ve hata oranının daha da
    
    düşürülmesi için bazı zorunlu harcamalara katlanmak
    
    gerekmektedir. Hata oranı yüksekse bu maliyet azdır
    
    ancak hata oranı düştükçe bu maliyet artacaktır. Hata oranı
    
    yüksek olduğunda gerçekleştirilecek birkaç uygulama ile
    
    hata oranı düşüş gösterecektir. Ancak hata oranı düşükse
    
    bu oranı daha da düşürmek, örneğin eğitim gibi bir
    
    yatırımı veya daha iyi malzeme veya daha hassas makine
    
    ve donanım kullanmayı gerektirecektir.
   
Toplam Kalite Yönetimi nedir?
    Toplam kalite yönetimi, kalite ile ilgili
    
    problemlerin temel nedenlerinin belirlenmesi ve bunların
    
    kaynağında çözümlenmesi ile ilgili süreç ve yönetsel
    
    yaklaşımların bütünü olarak değerlendirilebilir. Toplam
    
    Kalite Yönetimi şirketin tümünü kapsayan bir yaklaşımdır.
    
    Kalitenin müşteri odaklı olduğu temeline dayanır. Kaliteyi
    
    sadece üretim süreçlerine değil, şirketin tüm alanlarına
    
    yaymak ve bunu tüm paydaşların (çalışanlar, müşteriler ve tedarikçiler) katılımı ile gerçekleştirmek Toplam Kalite
    
    Yönetimi felsefesinin temelini oluşturmaktadır.
   
Toplam Kalite Yönetiminin prensipleri nelerdir?
    Toplam Kalite Yönetiminin temelinde müşteri
    
    odaklı olmak yatmaktadır. Bunun üzerine inşa edilecek
    
    tuğlalar, üst yönetimin inancı ve kararlılığı, iletişim,
    
    kültürel değişim, çalışanların tam katılımı, ara müşteri
    
    zinciri, sıfır hata, etkinlik, sistematik yaklaşım, ölçüm ve
    
    bunların hepsinin sürekli gelişme felsefesiyle
    
    gerçekleştirilmesi Toplam Kalite Yönetiminin temel
    
    prensiplerini ortaya koymaktadır.
   
    Toplam Kalite Yönetimi felsefesini oluşturan
    
    kavramları nelerdir?
   
    Toplam Kalite Yönetimi felsefesini oluşturan
    
    kavramlar şunlardır:
    
    1. müşteri odaklılık
    
    2. sürekli iyileştirme
    
    3. çalışanların yetkilendirilmesi
    
    4. kalite araç yöntemlerinin kullanılması
    
    5. ürün tasarımı
    
    6. süreç yönetimi
    
    7. tedarikçi kalitesinin yönetimi
   
Müşteri odaklılık kavramı neyi anlatır?
    Toplam Kalite Yönetiminin temelini, kuruluşun
    
    müşteri istek ve ihtiyaçları üzerinde yoğunlaştırması
    
    oluşturmaktadır. Bu durumda kalite, müşteri istek ve
    
    ihtiyaçlarının tatmin edilmesi ötesine geçilmesi olarak
    
    tanımlanabilmektedir. Bu durumda kalite, müşteri
    
    tarafından belirlenmektedir.
   
Sürekli İyileştirme (kaizen) kavramı neyi anlatır?
    Toplam Kalite felsefesinin temeli, Kaizen (sürekli
    
    iyileştirme) felsefesine dayanmaktadır. Sürekli iyileştirme
    
    kavramı, 1980’li yıllarda özellikle Japon yönetim
    
    sistemleri ile gündeme gelmeye başlamış, günümüzde ise
    
    başarı sağlayan temel stratejilerden biri haline gelmiştir.
    
    Kaizen; kademeli, sürekli ve küçük iyileştirme faaliyetleri
    
    ile daha iyiye ulaşmak; standartları sürekli geliştirmek ve
    
    geliştirilen standardı her defasında aşmak demektir.
   
İşletme Körlüğü nedir?
    İşletmelerin içinde bulundukları durumu
    
    kendilerine yeterli bulup, bu durumu değiştirmek için
    
    hiçbir girişimde bulunmamaları ve çevrelerinde oluşan
    
    değişimlere karşı kayıtsız kalmalarıdır.
   
PUKÖ Döngüsü nedir?
    PUKÖ Döngüsü şu bileşenlerden oluşur:
    
    • Planla: Hedefin saptanıp nasıl, kim veya kimler
    
    tarafından gerçekleştirileceği sorularına cevap
    
    verir.
    
    • Uygula: Planın uygulanması.
    
    • Kontrol Et: İstenilen sonuca ulaşılıp
    
    ulaşılmadığının irdelenmesi.
    
    • Önlem Al: Eksik veya yanlış yapılanların
    
    belirlenmesi ve revize edilmesi ve olumlu
    
    sonuçların standardizasyonudur.
   
Benchmarking (Kıyaslama) nedir?
    Bir işletmenin, iyileşme amacıyla alanlarında en
    
    iyi uygulamalara sahip olmalarıyla tanınmış diğer
    
    işletmelerin ürünlerini, hizmetlerini ve iş süreçlerini
    
    değerlendirmek ve onlardan öğrenebilmek için kullandığı
    
    sürekli, sistematik ve planlı bir süreçtir. Benchmarking,
    
    mükemmele ulaşmak için en iyi uygulamaların
    
    araştırılması sürecidir. İşletmenin sürekli olarak kendisini
    
    en iyi işletmelerin uygulamaları ile karşılaştırmasıdır.
   
Çalışanların Yetkilendirilmesi ne ifade eder?
    Kalite, kuruluşta çalışan herkesin görevidir. Bu
    
    durumda kuruluşun tüm çalışanları, kalite problemlerinin
    
    bulunması ve düzeltilmesi konusunda
    
    yetkilendirilmelidirler. Toplam Kalite Yönetimi
    
    felsefesinde kullanılan “iç müşteri” kavramı,
    
    birbirlerinden ürün veya hizmet alan kuruluş içindeki
    
    çalışanları veya süreçleri ifade etmektedir. Amaç, bir
    
    önceki süreçten, müşteri konumundaki sürece kalitesiz
    
    ürün veya hizmetin geçmemesi ve böylece son aşamada
    
    bu ürün veya hizmetin “dış müşteri” olarak adlandırılan
    
    nihai müşteriye ulaşmasını önleyecek tüm çabaların
    
    alınmasını sağlamaktır.
   
Kalite çemberleri nedir?
    Çalışanların katılımlarının sağlanması amacıyla
    
    Toplam Kalite Yönetiminde takım odaklı çalışma grupları
    
    benimsenmiştir. Değişik isimlerde anılan çalışma
    
    gruplarından en sık rastlananı “kalite çemberleri” olarak
    
    adlandırılan ve esas görevleri kalite problemlerini çözmek
    
    olan ve gönüllü olarak çalışanlardan oluşan 8-10 kişilik
    
    gruplardır.
   
Kalite araçları teknikleri nelerdir?
    • Neden-Sonuç (Balık Kılçığı) Diyagramı
    
    • Akış Diyagramları
    
    • Kontrol Çizelgesi
    
    • Kontrol Diyagramları
    
    • Serpilme Diyagramları
    
    • Pareto Diyagramları
    
    • Histogramlar
   
Ürün Tasarımı kavramı neyi ifade eder?
    Bir ürünün kaliteli olabilmesinin ilk şartı, ürün
    
    tasarımının müşteri beklentilerine uygun olmasıdır.
    
    Müşteriler genellikle beklentilerini dile getirirken bunu
    
    günlük dilde yapar. Örneğin ürünün sağlam olması, güçlü
    
    olması, güvenilir olması, çekici olması gibi. Müşterilerin
    
    beklentilerine uygun üretilebilmesi için, bu kavramların
    
    teknik ihtiyaçları belirleyen tasarım diline çevrilmesi
    
    gerekmektedir.
   
Süreç Yönetimi kavramı ne ifade eder?
    Toplam Kalite Yönetimi felsefesinde, kaliteli bir
    
    ürünü üretebilmek ancak kaliteli bir sürece sahip olmakla
    
    gerçekleşebilmektedir. Bunun anlamı, kalitenin süreçlere
    
    entegre edilmesi ve kalite problemlerinin kaynağında
    
    çözülerek bir daha tekrarlanmasını önleyici tedbirlerin
    
    alınmasıdır.
   
Tedarikçilerin Kalite Yönetimi kavramı ne ifade eder?
    Toplam Kalite Yönetimi, kalite kavramını
    
    kuruluşun dışına, tedarikçilerine de taşımaktadır. Bunun
    
    anlamı, tedarikçilerin sürekli olarak kuruluşun çalıştığı
    
    kalite düzeyinde çalışmasını garanti altına almak ve
    
    dolayısıyla tedarikçilerden gelen ürünlerin tekrar kalite
    
    kontrolden geçmelerini önleyerek zaman ve maliyetleri
    
    azaltmaktır. Bu durum aynı zamanda, kuruluşun ürün veya
    
    hizmet aldığı tüm tedarikçilerin aynı kalite seviyesinde
    
    çalışması anlamına da gelmektedir.
   
    Toplam kalite yönetiminin öncüleri (guruları)
    
    kimlerdir?
   
    Toplam kalite yönetiminin öncüleri (guruları)
    
    şunlardır:
    
    • Frederick Winslow Taylor (1856-1915)
    
    • Dr. Walter A. Shewhart (1891-1967)
    
    • Dr. W. Edwards Deming (1900-1993)
    
    • Dr. Joseph M. Juran (1904-2008)
    
    • Philip B. Crosby (1926-2001)
    
    • Dr. Armand V. Feigenbaum (1922-…)
    
    • Kaoru Ishikawa (1915-1989)
    
    • Genichi Taguchi (1924-2012)
   
    Türkiye’de kalite ile ilgili çalışmaların
    
    yaygınlaşmasında etkili olan faktörler nelerdir?
   
    1. Ulusal Kalite Kongresi
    
    2. TÜSİAD-KalDer Kalite Ödülü
    
    3. Türk Kuruluşlarının Avrupa’daki Başarıları
    
    4. Anadolu Kalite Günleri
    
    5. Başarılıİşletmelerimizin Katkıları
    
    6. Ulusal Kalite Hareketi
    
    7. Özdeğerlendirme Faaliyetleri
   
Kaliteyi güvence altına alma sebepleri nelerdir?
    İşletmeler müşteri ihtiyaçlarını karşılamak, uzun
    
    vadeli kâr elde edebilmek, tüm dünyada müşteri
    
    memnuniyeti sağlayabilmek ve uluslararası pazarlara
    
    girmek ve bu pazarlarda rekabet edebilmek için çeşitli
    
    standartlara yardımıyla kaliteyi güvence altına almak
    
    zorundadırlar.
   
    ISO 9000 Kalite Güvence Standartlarının amacı
    
    nedir?
   
    ISO 9000 Kalite Güvence Standartlarının amacı,
    
    tedarikçilere ve üreticilere kalite esaslı bir sistemin
    
    gereksinimlerini belirtmek ve müşteri ihtiyaçlarını
    
    karşılayacak üretimin yapılabilmesi için gerekli temel
    
    özellikleri açıklamaktır.
   
    ISO 9000 Standartlarının dünya çapında yayılmasını
    
    kolaylaştıran faktörler nelerdir?
   
    1. Müşteri baskısı
    
    2. Pazar baskısı
    
    3. Yasal zorunluluklar
   
ISO 9001 standardının bileşenleri nelerdir?
    1. Müşteri odaklılık: Müşteri istek ve ihtiyaçlarının
    
    anlaşılması.
    
    2. Liderlik: Amaç birliği ve kalite kültürünün
    
    yaratılması.
    
    3. Çalışanların katılımı: Çalışanların geliştirilmesi
    
    ve motive edilmesi.
    
    4. Süreç yaklaşımı: Süreçlerin etkin yönetimi.
    
    5. Sistem yaklaşımı: Karşılıklı ilişkilerin ve
    
    bağımlılıkların anlaşılması.
    
    6. Sürekli iyileştirme: İşlerin yapılması için sürekli
    
    olarak daha iyi yöntemlerin araştırılması.
    
    7. Veri analizine dayalı gerçekçi karar alma:
    
    Kararların verilerden elde edilen bilgilere dayalı
    
    olarak alınması.
    
    8. Karşılıklı fayda sağlamaya yönelik ilişkiler:
    
    Başarılı olabilmek için, etkileşimde bulunulan
    
    tüm çevresel faktörlerin de başarılı olmasına
    
    inanmak
   
Altı Sigma yaklaşımı nedir?
    Altı Sigma yaklaşımı, ürünün üretim sürecinde,
    
    servis veya diğer iş yöntemlerinde, sıfır hata yaklaşımıyla
    
    optimize edilmiş performans düzeyidir. Altı Sigma genel
    
    olarak mükemmelliği ifade etmektedir, sadece bitmiş
    
    parçada değil; örgütün tümünde, üretim süreçlerinde,
    
    hizmetlerinde ve idari işlerin hepsinde mükemmelliği
    
    yakalamaktır. Altı Sigma, müşterinin beklentilerine cevap
    
    vererek, mükemmelliği yakalamaya çalışan bir amaçtır.
    
    Altı Sigma, işte başarıyı yakalamak, sürdürmek ve en üst
    
    düzeye ulaştırmak için kapsamlı ve esnek bir sistemdir.
   
    Altı Sigma işletmesinin vizyonunu oluşturan temalar
    
    nelerdir?
   
    • Müşteri odaklılık
    
    • Verilere dayalı yönetim
    
    • Süreç odaklılık
    
    • Proaktif yönetim:
    
    • Sınırsız işbirliği
    
    • Mükemmele yöneliş, hataya hoşgörü
   
    TÖAİK İyileştirme Modelini oluşturan aşamalar
    
    nelerdir?
   
    • Problem ve müşteri ihtiyaçlarının tanımlanması
    
    • Hata oranlarının ölçülmesi ve prosesin mevcut
    
    durumunun dokümantasyonu
    
    • Süreç verisinin analiz edilmesi ve süreç
    
    kapasitesinin belirlenmesi
    
    • Sürecin iyileştirilmesi ve hata oranlarının ortadan
    
    kaldırılması
    
    • Süreç performansının kontrol edilmesi ve
    
    iyileştirmenin sürekliliğinin sağlanması
   
    Türkiye’de Altı Sigma uygulamalarının ilk örnekleri
    
    nelerdir?
   
    Türkiye’de Altı Sigma uygulamalarının ilk
    
    örnekleri 1995 yılında, hisselerinin bir bölümü GE
    
    (General Electric)’ye ait olan TEİ (Tusaş Engine
    
    Industry)’de gerçekleşmiştir. Daha sonra Arçelik,
    
    Demirdöküm, DupontSA, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri-
    
    Vitra, KordSA, BSH-Profilo, BOS (Birleşik Oksijen
    
    Sanayi), Çimtaş, Ford, Kalekim, Borusan Grubu, TEBA,
    
    Aselsan, DYO Boya gibi şirketlerde de Altı Sigma
    
    uygulamaları gerçekleştirilmektedir.
   
Kalite nasıl tanımlanmaktadır?
Aşağıda kalite guruları olarak adlandırılan uzmanların kalite tanımları yer almaktadır:
Garvin’e göre kalitenin boyutları nelerdir?
David A. Garvin, kaliteyi belirgin ve ölçülebilen parametreleri kullanan stratejik bir model ile tanımlamaya çalışmıştır. Garvin kalite tanımı konusunda aşağıdaki sekiz boyutu önermektedir:
Müşteri tatmini nedir?
Müşteri istek ve ihtiyaçlarının belirlenerek, sürekli olarak giderilmesi, müşterinin tatmin edilmesi anlamına gelmektedir.
Üretim maliyetleri hangi ögelerden oluşmaktadır?
Üretim maliyetleri; temel üretim maliyetleri, hatalardan kaynaklanan maliyetler ve hata miktarını azaltmak için katlanılan maliyetler olmak üzere genellikle üç ögeden oluşur.
Temel üretim maliyetleri nelerdir?
İşçilik maliyetleri, malzeme ve ekipman aşınması, işgören sosyal maliyetleri ve diğer sabit maliyetlerden oluşmaktadır. Temel üretim maliyetleri, hata oranına bağlı değildir. Hata oranı yükselse de düşse de temel üretim maliyetleri sabit kalır.
Hata miktarını azaltmak için katlanılan maliyetler nelerdir?
Kalitenin yükseltilmesi ve hata oranının daha da düşürülmesi için bazı zorunlu harcamalara katlanmak gerekmektedir. Hata oranı yüksekse bu maliyet azdır ancak hata oranı düştükçe bu maliyet artacaktır. Hata oranı yüksek olduğunda gerçekleştirilecek birkaç uygulama ile hata oranı düşüş gösterecektir. Ancak hata oranı düşükse bu oranı daha da düşürmek, örneğin eğitim gibi bir yatırımı veya daha iyi malzeme veya daha hassas makine ve donanım kullanmayı gerektirecektir.
Optimum kalite seviyesi nedir?
Maliyetleri düşürebilmek için, belirli ölçüde hataya müsaade eden bir kalite seviyesinde üretim yapılmasıdır.
Kalite gelişiminin birinci aşamasının özellikleri nelerdir?
Kalite alanında atılan ilk adım, 19. yüzyılın sonuna kadar devam eden operatör kalite kontrol sistemi dir. Bu sistemde, bir işgören, ürünün tamamının üretilmesinden, dolayısıyla kendi işinin kalitesinden sorumlu oluyordu. 1900’lü yılların başında ustabaşı kalite kontrol sistemi ortaya çıkmıştır. Bu dönemde, büyük ölçekli modern fabrika fikri doğmuş ve benzer işleri yapan bireyler, bir ustabaşının denetiminde gruplandırılmışlardır. Böylece ustabaşı, işgörenlerin işlerinin kalite sorumluluğunu da üstlenmiş oluyordu. I. Dünya Savaşı sırasında, üretim sistemleri daha da karmaşık bir hal almaya başlamıştır. Bu dönemde işgörenler, ustabaşılarına rapor vermeye başlamışlardır. Sonuç olarak ilk defa tam gün çalışan kontrolörler gündeme gelmiş ve bu dönem muayeneye dayalı kalite kontrol dönemi olarak anılmaya başlanmıştır. Üretim hatlarının kurulması ve Taylor sistemi nin gelişmesiyle beraber, belirli spesifikasyonlar ve testler geliştirilmiştir. Standardizasyona gidilmiş, laboratuvarlar kurulmuş ve ayrı bir kalite kontrol birimi ortaya çıkmıştır.
Kalite gelişiminin ikinci aşamasının özellikleri nelerdir?
İstatistiksel Kalite Kontrol Aşaması: 1920’li ve 30’lu yıllarda ortaya çıkan bu sistem, II. Dünya Savaşı’nın getirdiği olağanüstü kitle üretimi dönemine kadar daha çok tercih edilmekteydi. İstatistiksel Kalite Kontrol yöntemleri ise ancak II. Dünya Savaşı döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Artık amaç, büyük kalite organizasyonlarının etkin bir biçimde çalışmalarını sağlamak olmuştur. Kontrolörler, örnekleme ve kontrol çizelgeleri gibi birkaç istatistikî araç ile bilgilendirilmişlerdir. Bu dönemde kalite kontrol, üretim alanlarında sınırlı kalmış ve yavaş bir ilerleme göstermiştir.
Kalite gelişiminin kalite devrimi aşamasının özellikleri nelerdir?
Kalite Devrimi, 1940’ların sonlarında Amerikalı bir istatistikçi olan W. Edwards DEMING ve Joseph M. JURAN gibi uzmanların, Amerikan hükümetince, Japon endüstrisinin geliştirilmesi amacıyla Japon yöneticilerine kalite yönetimi ilkelerini ve kalite geliştirme yöntemlerini öğretmek için Japonya’ya gitmesiyle başlamıştır. Deming’in görevi, Savaş Üretim Bakanlığı’nın, Amerikan savaş malzemelerini iyileştirmek için geliştirdiği tekniklerden doğan yeni kalite felsefesini, Japonlara öğretmekti. II. Dünya Savaşı’nı izleyen ilk 5 yılda, Japon yöneticilerine kalite yönetimi; mühendislere ise, istatistiksel kalite kontrol yöntemleri öğretilmiştir. Deming’in Japonya’da gerçekleştirdiği seminerlerin sonucunda, Japonlar sadece istatistiksel kalite kontrol tekniklerini öğrenmekle kalmamış, aynı zamanda “önce kaliteyi” düşünmeyi ve bunu işletme bütününde bir yönetim biçimi olarak benimsemeyi de başarmışlardır.
Kalite gelişiminin üçüncü aşamasının özellikleri nelerdir?
Kalitenin esas gelişimi, II. Dünya Savaşı ve onu izleyen yıllarda gerçekleşmiştir. Askerî donanımların yaşamla olan doğrudan ilişkisi, çok pahalı bir muayene sisteminin geliştirilmesini zorunlu hâle getirmiştir. Askerî donanımların maliyeti ve karmaşıklığı, uzun süren üretim sürecinin her aşamasında yapılan bir muayeneyi gerektirir. Geliştirilen muayene sistemi, üretim süreci sırasında istenilen nitelikte olmayan ürünleri ayıklayarak tamir ve yeniden işlemeyi ortadan kaldırmıştır. 1960’ların sonunda askerî kalite kontrol sistemleri özellikle NATO’da uygulamaya konulmuş ve böylece AQAP (Allied Quality Assurance Procedures) adıyla anılan kalite güvence sistemi ortaya çıkmıştır. Bu standartlar, çok az bir değişiklikle “ISO 9000 Standartları” olarak yayımlanmıştır.
Kalite gelişiminin dördüncü aşamasının özellikleri nelerdir?
1950’lerde Japonya’ya giden Amerikalı kalite uzmanları, kendi ülkelerinde fazla itibar görmeyen istatistiksel kalite kontrol yöntemlerini Japonlar’a aktarmışlardır. Japonlar tarafından hızla benimsenen ve geliştirilen bu görüşler, toplam kalite yönetimi yaklaşımının doğmasına neden olmuştur. Japonlar kaliteyi, müşterilerine bir söz vermek olarak tanımlamış ve bu sözün işletmedeki tüm çalışanlar tarafından yerine getirilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Dolayısıyla üst yönetimden başlayıp işçilere kadar tüm işletmede kalite seferberliği başlatmışlardır. Armand V. Feigenbaum tarafından ortaya konulan toplam kalite kontrol, sadece ürün ve hizmet kalitesi ile ilgili olmayıp günümüzün en çağdaş yönetim anlayışlarından biri olan toplam kalite yönetimi sisteminin temelini oluşturmaktadır.
Frederick Winslow Taylor’ın kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Taylor; planlamayı, iş geliştirme sorumluluğundan ayırarak, çalışanı işini geliştirme sorumluluğundan uzaklaştırmıştır. Bu sorumluluk bölünmesi, organizasyonlarda çıktı kalitesinin gözlenmesi için ayrı bir muayene bölümünün yaratılmasına ve kalite sorumluluğunun dağılmasına yol açmıştır. Dolayısıyla Taylor sayesinde işin planlanması, yerine getirilmesi ve kontrolü faaliyetleri birbirinden ayrılmıştır.
Dr. Walter A. Shewhart’ın kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Shewhart, üretimin her aşamasında “değişimlerin” var olduğunu fakat numune alma, olasılık analizleri gibi basit istatistiksel tekniklerin uygulanması ile bu değişikliklerin yapı ve nedenlerinin anlaşılabileceğini kanıtlamıştır. İşgörenler için, yaptıkları işlerin gidişatını izleme ve ne zaman kontrol limitleri dışına çıkılarak kalitesiz üretim yapılabileceğini önceden görme imkanı sağlayan “kontrol kartları”nı geliştirerek üretim performanslarının zaman içinde yakından izlenmesini mümkün kılmıştır.
Dr. W. Edwards Deming’in kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Kalite ve verimliliğin iyileştirilmesi ile maliyetlerin azaltılması için geliştirilen “İstatistiksel Proses Kontrol-İPK” kavramının kurucu ve destekleyicilerindendir. İstatistiksel kalite kontrolü üzerinde çalışmış ve bunu II. Dünya Savaşı’ndan sonra 1950’lerde Japonlara öğretmiştir. Deming’e göre kalite sorunun temelinde “değişkenlik” yatmaktadır. Deming’in yönetim tarzı, değişkenlik üzerine odaklanmış ve farklılığı yaratan özel ve genel nedenler arasındaki farkı anlamaya yönelmiştir. Deming’in felsefesi, istatistiksel metodlar ve değişkenliğin analizinin ötesinde bazı kavramları içerir. Bu kavramlar, yönetimin katılımı ve desteği ile problem çözme sürecine kadar genişletilebilir. Deming’in yönetim dünyasına kazandırdığı en önemli kavram, “Deming’in 14 İlkesi”dir. Bunun dışında “Deming Çevrimi” ile de adı sıkça anılmaktadır.
Dr. Joseph M. Juran’ın kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Kalite Yönetiminde “kalite planlama, kalite kontrol ve kalite geliştirme” konuları üzerinde çalışmalar yapmıştır. Ününü, 1950’lerde yazmış olduğu “Kalite Kontrol El Kitabı – Quality Control Handbook” adlı eseri ile kazanmıştır. Bu eserinde Juran, üst yönetim için, ürün kalitesinin iyileştirilmesi, kalitenin planlanması ve aksaklıkların belirlenmesinde kullanılmak üzere istatistik ve ürün kalitesine ait hemen hemen her konudaki sürekli gelişmeyi incelemiştir. Juran, Kalite Yönetimi felsefesini, “Juran Trilojisi” ile açıklamaktadır. Bu üçleme temel olarak üç süreçten oluşur: kalite planlama, kalite kontrol, ve kalite iyileştirme.
Philip B. Crosby’nin kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
“Kalite maliyetleri” ve “sıfır hata” kavramları üzerinde çalışmıştır. Kaliteyi “ihtiyaçlara uygunluk” olarak tanımlamış, daha sonra kaliteden “sıfır hata” olarak bahsetmiştir. ITT şirketinde başkan yardımcısı olarak çalışırken, çalışanlarına kalite kavramlarını anlatmak üzere 1979’da “Kalite Kolejini” kurmuştur. 1979 yılında yazdığı “Quality is Free- Kalite Ücretsizdir” adlı eseri ile yönetim dünyasında yankı uyandırmıştır. Crosby de Deming gibi, kalite iyileştirme programını 14 adımda tanımlamıştır.
Dr. Armand V. Feigenbaum’un kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Feigenbaum; ürünlerin kötü dizayn edilmesi, dağıtımın yetersiz olması, ürünün yanlış pazarlanması ve müşterinin kullanımına yeterli destek verilmemesi hâlinde imalatta kalitenin elde edilemeyeceği kavramını geliştirmiştir. Feigenbaum’un, kaliteden, organizasyon içinde çalışan herkesin sorumlu olduğu fikri “toplam kalite kontrol” olarak anılmaya başlanmıştır. Feigenbaum, aynı zamanda “kalite maliyetleri” olarak bilinen kavramın, Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarının sonuçlarını değerlendirmede bir araç olarak kullanılabileceğini ortaya atmıştır.
Ishikawa’nın kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
II. Dünya Savaşı’ndan sonra Deming’i Japonya’ya Ichiro Ishikawa çağırmış ve çeşitli eğitim seminerleri düzenlemesini sağlamıştır. Kaouru Ishikawa, 1949’da JUSE’de istatistiksel kalite kontrol üzerinde çalışmalar yapmaktaydı. 1970’lerde Japon endüstrisinin sihrini öğrenmek için gelen Amerikalı iş adamları, Kaoru Ishikawa’nın yaratıcısı olduğu ve ilk defa 1962 yılında uygulamaya koyduğu “Kalite Çemberleri” fikri ile ülkelerine dönmüşler ve bu fikirleri uygulamaya koymuşlardır. Kaoru Ishikawa’nın Toplam Kalite Kontrol anlayışında en önemli etkeni “müşteri” oluşturmaktadır. Ishikawa, 1985 yılında yazdığı “Quality Control The Japanese Way” adlı eseri ile ve “Ishikawa Diyagramı” veya “Balık Kılçığı Diyagramı” olarak adlandırılan problem çözme aracı ile tanınmaktadır.
Genichi Taguchi’nin kalitenin gelişmesine yaptığı katkılar nelerdir?
Sürekli bir ürün kalitesi elde etme hedefine ulaşmak için, üretim tezgahlarının sabit bir ayarlama ile üretimde bulunmasının etkin olmadığını, bunun yerine üretim hattındaki değişkenliğe rağmen fonksiyonlarını tam olarak yerine getirebilecek kadar yeterli sağlamlıkta ürün dizayn edilmesi gerektiği fikrini ileri sürmüş ve kendi adıyla anılan taguchi metodlarını geliştirmiştir. Taguchi metotları, muayene yoluyla kalitenin başarılmasını vurgulamaktan ziyade, ürün optimizasyon rutinleri ve imalattan önceki proses ile ilgilidir. Taguchi, kaliteden ziyade “kalite kayıpları” açısından olaya yaklaşmaktadır.
Toplam kalite yönetimin temel prensipleri nelerdir?
Toplam Kalite Yönetiminin temelinde müşteri odaklı olmak yatmaktadır. Bunun üzerine inşa edilecek tuğlalar, üst yönetimin inancı ve kararlılığı, iletişim, kültürel değişim, çalışanların tam katılımı, ara müşteri zinciri, sıfır hata, etkinlik, sistematik yaklaşım, ölçüm ve bunların hepsinin sürekli gelişme felsefesiyle gerçekleştirilmesi Toplam Kalite Yönetiminin temel prensiplerini ortaya koymaktadır.
Toplam Kalite Yönetimi felsefesini oluşturan temel kavramlar nelerdir?
| 
        Temel kavramlar  | 
      
        Açıklamalar  | 
     
| 
        Müşteri odaklılık  | 
      
        Müşterinin istek ve ihtiyaçlarının belirlenmesi  | 
     
| 
        Sürekli iyileştirme  | 
      
        Kaizen felsefesi  | 
     
| 
        Çalışanların yetkilendirilmesi  | 
      
        Çalışanların kalite problemlerini belirleme ve giderme konusunda gönüllü çalışmaları  | 
     
| 
        Kalite araç ve yöntemlerinin kullanılması  | 
      
        Çeşitli istatistik tekniklerin kullanılarak kalite problemlerinin çözülmesi  | 
     
| 
        Ürün tasarımı  | 
      
        Ürünlerin müşteri beklentilerini karşılayacak şekilde tasarlanması  | 
     
| 
        Süreç yönetimi  | 
      
        Kalitenin kuruluşun tüm süreçlerine entegre edilmesi  | 
     
| 
        Tedarikçi kalitesinin yönetimi  | 
      
        Kalite kavramının kuruluşun dışındaki tedarikçilere kadar uzanması  | 
     
Kaizen nedir?
Kai; değişim, zen; iyi, daha iyi demektir. Kaizenin anlamı; geliştirme, iyileştirme, “sürekli iyileştirme”dir. Kaizen; kademeli, sürekli ve küçük iyileştirme faaliyetleri ile daha iyiye ulaşmak; standartları sürekli geliştirmek ve geliştirilen standardı her defasında aşmak demektir. Kaizen bir felsefe, bir yaşam tarzıdır.
İşletme körlüğü nedir?
İşletmelerin içinde bulundukları durumu kendilerine yeterli bulup, bu durumu değiştirmek için hiçbir girişimde bulunmamaları ve çevrelerinde oluşan değişimlere karşı kayıtsız kalmalarıdır.
Japon tarzı Toplam Kalite Yönetimi ile batı tarzı Toplam Kalite Yönetimi arasındaki en büyük fark nedir?
Japon tarzı Toplam Kalite Yönetimi ile batı tarzı Toplam Kalite Yönetimi arasındaki en büyük fark, Japonların sürekli gelişme sürecini başarıyla yürütmeleridir. Japonlara göre kalite nihai bir amaç değil, sadece yüksek rekabet sağlamaya imkan veren bir araçtır. Bu durumda, performansın sürekli olarak değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Deming tarafından geliştirilen PUKÖ (Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al) Döngüsü ve Benchmarking (Kıyaslama) gibi araçların kullanılması bu aşamada oldukça etkili olmaktadır.
PUKÖ döngüsünün basamakları nelerdir?
Kalite problemlerinin belirlenmesinde ve analiz edilmesinde kullanılan araçlar nelerdir?
“Kalite araçları” olarak adlandırılan bu teknikler, kalite problemlerinin belirlenmesi ve analiz edilmesi sürecinde sıkça kullanılan tekniklerdir.
Ülkemizde kalite ile ilgili çalışmaların yaygınlaşmasında etkili olan faktörler nelerdir?
Ülkemizde kalite ile ilgili çalışmaların yaygınlaşmasında aşağıdaki faktörler etkili olmuştur:
ISO 9000 Standartlarının dünya çapında yayılmasını kolaylaştıran faktörler nelerdir?
ISO 9001 standardının özünü oluşturan temel ilkeler nelerdir?
Altı sigma nedir?
İşletmenin bütününde hataları, maliyetleri, çevrim zamanını azaltmayı, verimliliği, kaliteyi artırmayı, israfları ortadan kaldırmayı ve değişkenlikten kurtulmayı hedefleyen bir felsefedir. Altı Sigma, ürünün üretim sürecinde, servis veya diğer iş yöntemlerinde, sıfır hata yaklaşımıyla optimize edilmiş performans düzeyidir. Altı Sigma genel olarak mükemmelliği ifade etmektedir, sadece bitmiş parçada değil; örgütün tümünde, üretim süreçlerinde, hizmetlerinde ve idari işlerin hepsinde mükemmelliği yakalamaktır. Altı Sigma, müşterinin beklentilerine cevap vererek, mükemmelliği yakalamaya çalışan bir amaçtır. Altı Sigma, işte başarıyı yakalamak, sürdürmek ve en üst düzeye ulaştırmak için kapsamlı ve esnek bir sistemdir.
6 sigma tekniğinde sigma değerlerine göre hata oranları nelerdir?
Altı Sigma işletmesinin vizyonu hangi temaları içermektedir?
Altı Sigma’da kullanılan süreç iyileştirme modelinin aşamaları nelerdir?
Altı Sigma’da kullanılan süreç iyileştirme modeli TÖAİK (Tanımlama-Ölçme-Analiz-İyileştirme-Kontrol) olarak ifade edilen modeldir. TÖAİK İyileştirme Modeli, 5 temel aşamadan oluşmaktadır: