VERGİ BORCU KADER Mİ?
   
  
  
   Yüzlerce, binlerce, on binlerce mükellefin
   
    vergi borcu
   
   var. Yasalar bu borçlardan kurtulma yolunu açıklıyor. Ancak bunu çoğu mükellef bilmiyor. İşte tam burada devreye giren Vergi Mükellefi Savunucuları derneği çok önemli eksikliği gideriyor.
  
  
   Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği Genel Başkanı  Mehmet Kaynak  gerek sosyal medya gerekse diğer mecralarda sürekli uyarıcı açıklamalarda bulunuyor, vatandaşa mağdur olmaması için zamanında gerekli müracaatı yapın önlemini alın diyor .
  
  
   
    Vergi Borcu Kader Değil, Zamanaşımı Var!
   
  
  
   
    
     6183 sayılı kanunun 102. maddesine göre amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.
    
   
   
  
   
    Kanun ve tebliğde tahsil zamanaşımı hükümleri bulunmakla birlikte,
    
     vergi
    
    daireleri tarafından uygulamaya alınan bir konu değildir. Aksine tüyü bitmedik yetimin hakkı vardır. Düşüncesiyle vergi memurları zamanaşımına uğratmamak için tabibi caizse kraldan fazla kralcılık yapmaktadırlar.
   
   
   
   
  
   
    Oysa
    
     6183 sayılı amme alacakları kanununda
    
    bu konular detaylı olarak açıklandığı üzere ödeme gücü olan mükelleflerden vergi alacağının tahsili için geniş yetkiler verilmiştir. Uygulamadaki aksaklıklardan dolayı veya
    
     vergi dairel
    
    erindeki icra memurlarının görevlerini aksatmalarından dolayı yıl sonlarına doğru vergi dairelerinin tamamı amme alacağının zamanaşımına uğramaması için gazetelere ilanlar vermekte veya vergi dairelerinin ilan koymaya mahsus ilan tahtalarına askıya çıkarmaktadırlar. Kimi zaman da mükellefin borcuna açıktan para yatırılarak tahsilat yapılmış havası yaratılmaktadır.
   
   
   
   
  
  
   
    Maalesef mükelleflerin
    
     vergi borcu
    
    katlanarak artıyor! Devlete 1 milyon liranın üzerinde vergi borcu bulunan mükellef sayısı bir yılda yüzde 51’lik artışla 31 bin 56’dan 47 bin 32 kişiye yükselmiştir.
   
   
   
   
    Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından açıklanan 31 Aralık 2018 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde 30 Haziran 2019 tarihi itibarıyla ödemesini yapmayan vergi mükellefleri listesinde kişi sayısı, bir yıl önceki listeye göre 15 bin 976 artmıştır. Listedeki büyük artışın nedenini 17 yılda çıkarılan 9
    
     vergi afları
    
    ve sistemdeki diğer problemler ve bunlara ilave olarak ta yaşanan ekonomik sıkıntılardır.
   
   
  
   
    Vergi afları hem vergi mükelleflerine hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın vergi tahsil kabiliyetine zarar vermektedir. Ayrıca Mükelleflerin zamanında ödeyemediği vergi borçları için uygulanan gecikme zammı/faizi oranının bir yılda yüzde 78.5 artışla aylık yüzde 1.4’ten yüzde 2.5’e yükselmiştir.
   
   
   
   
  
   
    Bu vergi borçlarının takibinde vergi daireleri zamanında gerekli çalışmaları yaparak, mal varlığı bulunanlardan tahsilat yaparken, aciz durumda olanları gözeterek acze bağlamalı ve zamanaşımı süresince takip etmelidirler.
   
   
   
   
  
   
    Zamanaşımı dolduğu zaman terkin cetvelleri düzenlemek suretiyle borcun takibinden vazgeçmeleri gerekmektedir.
   
   
  
   
    Derneğimize gelen şikayetlerden anladığımız şudur. Yılların birikimi olan 30- 40 yıllık kangren olmuş
    
     vergi borç
    
    ları bulunmaktadır. Bu borçları vergi daireleri sözüm ona zamanaşımına uğratmamak için çaba harcamaktadırlar.
   
   
   
   
  
   
    6183 sayılı AATUHK ’nun 102. maddesinde amme alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılın başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmeyen alacaklarının zamanaşımına uğrayacağından bahis edilmektedir.
   
   
   
   
  
   
    Zira, aynı yasanın 103. maddesinde ise ödeme, haciz tatbiki, cebren tahsil ve takip işlemleri neticesinde yapılan her çeşit tahsilatlar, ödeme emri tebliği, mal beyanı, mal edinme ve mal artışlarının bildirilmesi, sayılan işlemlerden herhangi birinin şahsi kefile veya yabancı kişi ve kurumların mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, ihtilaflı kamu alacaklarında yargı organlarından bozma kararlarının gelmesi, amme alacağının güvenceye bağlanması, yargı organları tarafından yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş olması, iki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı kamu idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazılı olarak başvurulması, amme alacağının özel yasalara göre ödemek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması halinde “zamanaşımının kesileceği” ve kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden yılın başından itibaren yeniden çalışmaya başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
   
   
   
   
  
   
    
     Vergi mükellefleri af kanunlarına göre vergilerini ödemek üzere taksitlendirme yapmadan önce dikkat etmeleri gereken en önemli husus, Ödeme gücü olmayan vergi mükelleflerin taksitlendirme yapmamaları yararlarına olacaktır. Çünkü taksitlendirme dilekçelerinin ıslak imza ile imzalanıp vergi dairesine verilmesi halinde 6183 sayılı yasanın 103’ncu maddesinin 11’nci bendine göre zamanaşımı yeninden başlamaktadır.
    
   
   
   
   
  
  
   
    Tahsil zamanaşımı süresi dolduktan sonra alacaklı kamu idaresinin söz konusu kamu alacağını tahsil etme yetkisi ortadan kalkmaktadır. Ancak, yükümlünün rızası ile yapacağı ödemeler kabul edilmektedir.
    
     Vergi aslı zamanaşımına uğradığı
    
    takdirde, fer’i amme alacağı gecikme zamlarının da asla tabi olarak zamanaşımına uğrayacağı tabidir.Yine amme alacağını düşüren nedenlerden birisi de zamanaşımı olduğuna göre, para cezalarına ait özel yasalardaki zamanaşımı hükümleri saklı kalmak koşuluyla 6183 sayılı kanunun kapsamına giren bütün amme alacakları 102.
    
     maddeye göre 5 senelik zamanaşımı
    
    hükümlerine tabidir.
   
   
   
   
  
  
   
    Tahsilatla ilgili kamu idareleri, amme alacağının tahsil edilmesinde zamanaşımını kendiliğinden dikkate almak mecburiyetindedir.
   
   
    Zira, zamanaşımı amme düzeni ile ilgili bir düzenlemedir. Ancak, zamanaşımından sonra mükellefin yapacağı gönüllü ödemelerin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durum, 6183 sayılı yasanın 102. maddesi ile getirilen özel bir düzenlemeden kaynaklanmaktadır.
   
   
    Ödeme güçlüğü çeken ve Uzun zamandır kangren olmuş vergi borçlarından şikayetçi olan mükelleflerimizin Vergi Mükellefi Savunucuları Derneğine müracaat etmeleri ve üye olmaları halinde, çözüm yolları konusunda bilgilendirme yapıyoruz.
   
   
   
   
  
   
    Sorunu olan veya olmayan tüm mükelleflerimizin hak ve sorumlulukları konusunda bilinçlendirmeyi ve başta gelir idaresi olmak üzere, kamu kurumlarında temsil etmek için Vergi Mükellefi savunucuları Derneği’ne üye olmalarını bekliyoruz.
   
   
  
  
   ”  Mükelleflerin
   
    af kanunları
   
   na göre, taksitlendirme yapmadan önce dikkat etmeleri gereken en önemli husus, Ödeme gücü olmayanların  taksitlendirme yapmamaları yararlarına olacaktır. Çünkü taksitlendirme dilekçelerinin vergi dairesine verilmesi halinde
   
    
     6183 sayılı yasanın 103’ncu maddesinin 11’nci bendine göre  zamanaşımı
    
   
   yeninden başlamaktadır.
  
  
   Ancak bu durum
   
    
     yargı kararla
    
    r
   
   ı doğrultusunda değerlendirildiğinde, zamanaşımına uğramış
   
    vergi borçlar
   
   ının sürekli bir şekilde defalarca
   
    yapılandırılması zamanaşımını
   
   kesmemektedir. Bu konuda elimizde davası sonuçlanan bir çok mahkeme kararı bulunmaktadır “
  
  
   BU VE BENZERİ SORUNLARINIZIN YANITINI  İLETİŞİME GEÇEREK  AYRINTILI BİLGİ ALABİLİRSİNİZ