Karanlığın ve aydınlığın şehri, 16 milyona yakın nüfusu ile Avrupa’nın en kalabalık birinci, dünyanın ise 22. metropolü. Türkiye’nin ekonomi, tarih ve kültür merkez. Doğu’nun ve Batı’nın Şehri İstanbul! Ülkemiz için önemli bir konuma sahip İstanbul için geçmişten günümüze bazı kısa bilgilere değinmek istiyoruz. Gezilip görülmesi gereken yerler listesine, İstanbul’da yapmadan dönmeyin diyeceğimiz tavsiye yazılarımıza ile ilerleyen haftalarda yer vereceğiz. Şimdi biraz tarihe yolculuk yapalım.
  Şehir, MÖ 700 yıllara kadar dayanıyor. Bu tarihte Yunanlılar tarafından Byzantion olarak kuruldu. Bizantiyon (Yunanca: Βυζάντιον, Latince: Byzantium, modern Byzanz), İstanbul şehrinin kent olarak ilk atası ve Konstantinopolis’ten (Kostantiniyye) önceki adıdır. Antik Yunanistan’da bugünkü Topkapı Sarayı’nın bulunduğu bölgede, Boğaz’ın güneybatı girişinde, Haliç ve Marmara Denizi’nin arasında tarihi yarımadanın doğu ucunda kurulmuş bir şehirdir. Efsaneye göre Megara, Argos, Korint’ten gelen Helen kolonici Dorlar tarafından MÖ 667’de kurulmuş ve adını Kral Bizans veya Bizantas’tan almıştır. Yıllar sonra Roma İmparatorluğu’nun eline geçmesi ile ismi yavaş yavaş Konstantinupolis olarak değişti. Araplar ise Konstantiniye diyordu. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in liderliğindeki Osmanlı orduları 53 günlük kuşatmadan sonra burayı aldığında yavaş yavaş İstanbul olarak anılmaya başlandı. İstanbul kelime anlamı olarak “eis tin polin” yani Yunanca’da “şehir içi-şehre doğru” anlamına gelen bir tamlamadan türemiştir. Hatta MS 2. yüzyılda bile Ermeni kaynaklarında “İstambol” olarak geçmektedir. Ancak, bu isim pek fazla kabul görmemiş ve cumhuriyetin ilanına kadar tüm dünyada konstantinupolis olarak bilinmeye devam etmiştir.
ALABANDA Öneriyor! “Dünyanın En Güzel 10 Şehri!”
  Osmanlı kaynaklarında, mahkeme kayıtlarında ve devletin resmi evraklarında sıklıkla konstantiniyye olarak geçmektedir. 1928’de Latin Harfleri’ne geçilmesi sonrası “İstanbul” adı uluslararası kullanıma girmiştir. İstanbul kentin uluslararası adı ilan edildikten sonra, konstantinopolis adını mektuplarda veya diğer yazışmalarda ve uluslararası alanlarda kullanılması yasaklandı. Örneğin; yurt dışından İstanbul’a gönderilen mektuplarda adres olarak konstantinopolis yazıldıysa, bu mektuplar geri gönderilmeye başlanmıştır. Bu konuda Avrupa ülkelerine uyarılar bile gönderilmiştir. Ve zor da olsa dünyaya İstanbul adını kabul ettirebilmiş bir toplum olmuşuzdur.
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, 330-395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395-1204 yılları arasında Bizans İmparatorluğu, 1204-1261 yılları arasında Latin İmparatorluğu,1261-1453 yılları arasında tekrar Bizans İmparatorluğu ve son olarak 1453-1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yaptı.[12] Ayrıca İstanbul, Hilâfetin Osmanlı İmparatorluğu’na geçtiği 1517’den kaldırıldığı 1924’e kadar İslam dünyasının da merkezi olmuştur.
İstanbul, dünya üzerinde iki kıta üzerinde kurulu tek şehir olma özelliğine sahiptir. Napolyon Bonapart “Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olursu.” sözünü işte bu nedenle söylemiştir.
  İstanbul aslında yakın zamana kadar nüfusunun büyük bölümünü Hristiyanlar’ın oluşturduğu bir şehirdi. 1914 yılındaki Osmanlı nüfus sayımına göre İstanbul’un nüfusu 900.000’di ve bunun 287.000’i Hristiyanlar’dan, Rum ve Ermeniler’den oluşuyordu. Bu Hristiyan nüfusun büyük bölümü, Lozan Barış Antlaşması’na göre yapılan mübadele ile Anadolu’dan Yunanistan’a gönderilmiş, yerlerine de Yunanistan’daki Türkler getirilmiştir. İstanbul’da son yıllarda birbiri ardına ortaya çıkartılan arkeolojik bulgularla insanlık tarihine ilişkin önemli bilgiler elde edilmiştir. Yarımburgaz Mağarası’ndan çıkarılan taş aletlerle, ilkel insan izlerinin 400.000 yıl öncesine dayandığı ortaya çıkmıştır. Anadolu Yakası’nda yürütülen kazı çalışmaları ve bunlara bağlı araştırmalar, şehirde tarım ve hayvancılığa dayalı ilk yerleşik insan topluluğunun MÖ 5500’lere tarihlenen Fikirtepe Kültürü olduğunu göstermiştir. Bu arkeolojik bulgular yalnızca İstanbul’un değil, tüm Marmara Bölgesi’nin en eski insan izleridir. İstanbul sınırları içinde kent bazında ilk yerleşimler ise Anadolu Yakası’nda Kalkedon; Avrupa Yakası’nda Byzantion’dur. Cumhuriyet dönemi öncesinde egemenliği altında olduğu devletlere yüzlerce yıl başkentlik yapan İstanbul, 13 Ekim 1923 tarihinde başkentin Ankara’ya taşınmasıyla bu özelliğini yitirmiş; ancak ülkenin ticaret, sanayi, ulaşım, turizm, eğitim, kültür ve sanat merkezi olmaya devam etmiştir.
ALABANDA Öneriyor! “İstanbul’da Ziyaret Etmeniz Gereken 5 Müze!”
Doğu’nun ve Batı’nın Şehri İstanbul! yazımızın devamında İstanbul’un önemli tarihi destinasyonlarına kısaca yer vereceğiz. Kısa bir kültür turu için seyahat planı yapıyor ve İstanbul’un önemli tarihi yapılarını yakından görmek istiyorsanız aşağıdaki listemize mutlaka göz atmanızı tavsiye ederiz.
Tarih boyunca pek çok olaya şahit olmuş, mimarinin ve sanatın başyapıtları arasında gösterilen, çağlara meydan okuyan eserler, İstanbul’un Avrupa ve Asya kıtalarında konumlanıyor. Dünyaca ünlü bazilikalardan, ihtişamlı saraylara, benzerine az rastlanır kulelerden, görkemli camilere kadar pek çok önemli tarihi yapı İstanbul’u her açıdan eşsiz kılıyor.
Her biri birbirinden kıymetli İstanbul’un önemli tarihi yerlerinden bazılarını sizin için listeledik! İstanbul’da kısa bir kültür turuna ne dersiniz? Detaylı bilgi için buradan ulaşabilirsiniz.
Ayasofya Camii
  Aya İrini
  Bulgar Sveti Stefan Kilisesi
  Çırağan Sarayı
  Dolmabahçe Sarayı
  Fener Rum Erkek Lisesi
  Galata Kulesi
  İbrahim Paşa Sarayı
  Kapalı Çarşı
  Mısır Çarşısı
  Rumeli Hisarı
  Sultan Ahmet Camii
  Süleymaniye Camii
  Topkapı Sarayı
  Yerebatan Sarnıcı
  Yedi Kule Zindanları
  Yıldız Sarayı
  Aya Yorgi Manastırı
  Haydarpaşa Garı
  Kız Kulesi
  Mihrimah Sultan Külliyesi
  Beylerbeyi Sarayı
  Adile Sultan Kasrı
  Anadolu Hisarı
  Kuleli Askeri Lisesi
  Hıdiv Kasrı
  Yoros Kalesi
  Heybeliada Ruhban Okulu
  Küçüksu Kasrı